Goodreads helps you follow your favorite authors. Be the first to learn about new releases!
Start by following Kemal Sayar.
Showing 1-27 of 27
“Adım Ruknettin,tanışıyor olmalıyız
Bir çay ocağında ya da bir merdiven başında
Sunmuş olmalıyım kalbimi size
Bakın!demiş olmalıyım henüz avladım O'nu
İgvanın zehrini boşalttığı kuyularda.
Yalnız günah parlar zifiri karanlıkta
Ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur
Bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda
Ay gibi ışıdığında bir aşk
Bir mevsim yönünü şaşırdığında.
Hayret etmiş olmalısınız,kalbim
Hezarfen misali havalanınca.
Korkarım sevgili doktor,bu mektuba kendimi üzerek başlayacağım
Çabuk büyüyen bir çocuk gibi,
Ceplerimin nerede olduğunu unutacağım önce
Ve mazi gizlenecek bir yer bulamayacak kendine.
Sonra bir menekşeyi teheccüde kaldırmayı unutacağım.
Unutacağım,hangi şehirde durursam yar beni karşılar.
Nerede ölürsem bahtıma idamlar çıkar
Gülümseyen bir arap olacak yüzümün size bakan tarafı,
Terkedip gitmelerin ağırlaştığı bir güz olacak öte yarısı.
Alnımın dokunduğu yerden savaşlar artacak
Ve bahar giysilerine bürünmüş gelirken kıyamet
''gönüllü mağlupları olacak hayatın'' doktor.
Yarından korkan adam,Ruknettin böyle söyler.
Siz doktor,yazabilir misiniz bir gülü yeniden
Alıştırabilir misiniz baharı çürüyen toprağa
Kabaran yağmuru yeraltına
Ve bir aşkı ayrılığa
Yakıştırabilir misiniz doktor
Kanatlarında hüzün ve manolya taşıyan
Kuşlarla konuşabilir
Ve trampetimi geri verebilir misiniz bana?
Ah kalbin moğolları ! size verecek ne kaldı
Bir kitap olup yandı da o
Külünden zehir kaldı
Bir hayal olup uçtu da
Gökte melekler bağırdı
''eve dön,eve dön!''
Döndüm ki;şehrin ağrıları üstüme kaldı
Bulvara uzanmış diskotek kızları/o melul orospular/
Süpermarketler,bankalar
/yani toplu insan mezarları/
Üstüme kaldı.
Size ne denir ey kalbin istilacıları
Barbar denir,'bir hayal yıkan'denir.
Alın O'nu da götürün,bir kalbim kaldı.
Bir ilkokul atlasında gemilerim yandıydı
Cenevizden geliyordum,elimde mektuplarım vardı.
Elimde ölü bir kızın sağır saçları vardı
Bir mevsimin ortasında kalakaldıydım
Bakkaldan manavdan değil,
Cenevizden geliyordum doktor
O kızın saçlarından geliyordum
Yitirilmiş bir mahkemeden
Galiba kalbimden geliyordum.
Bir güle boyun eğdiren nedir
O aşk değilse
Nedir kalbe çıkartılan
Tutuklama emri,
Aşk değilse.
Ah,o sığınaklardan
Yitikleri toplayan
Ve düşlere vuran gemi
Nedir aşk değilse
Size kendimden bahsediyorum doktor
Biraz yağmur kimseyi incitmez.
İyi ruhların arasında dolaşan
Bir gölgeden sözediyorum.
Acıdan çatlamış kalbi
Soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden
Terkedilmiş şizofrenleri
Kendine çeken vadiden
Keşişlerin hüznünden
Ve bir aşk yüzünden
Ayları karıştıran kişinin
Tababet-i ruhiyyesinden
Size kendimden bahsediyorum doktor
Ben kar yağarken ıslanmam.
Benim öbür adım rüzgar
Uğradığım orman
Değdiğim kalp uğuldar.
Deki bulunur elbet
İyi bir hal üzre kaybolan kişi”
― Bütün Şiirleri
Bir çay ocağında ya da bir merdiven başında
Sunmuş olmalıyım kalbimi size
Bakın!demiş olmalıyım henüz avladım O'nu
İgvanın zehrini boşalttığı kuyularda.
Yalnız günah parlar zifiri karanlıkta
Ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur
Bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda
Ay gibi ışıdığında bir aşk
Bir mevsim yönünü şaşırdığında.
Hayret etmiş olmalısınız,kalbim
Hezarfen misali havalanınca.
Korkarım sevgili doktor,bu mektuba kendimi üzerek başlayacağım
Çabuk büyüyen bir çocuk gibi,
Ceplerimin nerede olduğunu unutacağım önce
Ve mazi gizlenecek bir yer bulamayacak kendine.
Sonra bir menekşeyi teheccüde kaldırmayı unutacağım.
Unutacağım,hangi şehirde durursam yar beni karşılar.
Nerede ölürsem bahtıma idamlar çıkar
Gülümseyen bir arap olacak yüzümün size bakan tarafı,
Terkedip gitmelerin ağırlaştığı bir güz olacak öte yarısı.
Alnımın dokunduğu yerden savaşlar artacak
Ve bahar giysilerine bürünmüş gelirken kıyamet
''gönüllü mağlupları olacak hayatın'' doktor.
Yarından korkan adam,Ruknettin böyle söyler.
Siz doktor,yazabilir misiniz bir gülü yeniden
Alıştırabilir misiniz baharı çürüyen toprağa
Kabaran yağmuru yeraltına
Ve bir aşkı ayrılığa
Yakıştırabilir misiniz doktor
Kanatlarında hüzün ve manolya taşıyan
Kuşlarla konuşabilir
Ve trampetimi geri verebilir misiniz bana?
Ah kalbin moğolları ! size verecek ne kaldı
Bir kitap olup yandı da o
Külünden zehir kaldı
Bir hayal olup uçtu da
Gökte melekler bağırdı
''eve dön,eve dön!''
Döndüm ki;şehrin ağrıları üstüme kaldı
Bulvara uzanmış diskotek kızları/o melul orospular/
Süpermarketler,bankalar
/yani toplu insan mezarları/
Üstüme kaldı.
Size ne denir ey kalbin istilacıları
Barbar denir,'bir hayal yıkan'denir.
Alın O'nu da götürün,bir kalbim kaldı.
Bir ilkokul atlasında gemilerim yandıydı
Cenevizden geliyordum,elimde mektuplarım vardı.
Elimde ölü bir kızın sağır saçları vardı
Bir mevsimin ortasında kalakaldıydım
Bakkaldan manavdan değil,
Cenevizden geliyordum doktor
O kızın saçlarından geliyordum
Yitirilmiş bir mahkemeden
Galiba kalbimden geliyordum.
Bir güle boyun eğdiren nedir
O aşk değilse
Nedir kalbe çıkartılan
Tutuklama emri,
Aşk değilse.
Ah,o sığınaklardan
Yitikleri toplayan
Ve düşlere vuran gemi
Nedir aşk değilse
Size kendimden bahsediyorum doktor
Biraz yağmur kimseyi incitmez.
İyi ruhların arasında dolaşan
Bir gölgeden sözediyorum.
Acıdan çatlamış kalbi
Soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden
Terkedilmiş şizofrenleri
Kendine çeken vadiden
Keşişlerin hüznünden
Ve bir aşk yüzünden
Ayları karıştıran kişinin
Tababet-i ruhiyyesinden
Size kendimden bahsediyorum doktor
Ben kar yağarken ıslanmam.
Benim öbür adım rüzgar
Uğradığım orman
Değdiğim kalp uğuldar.
Deki bulunur elbet
İyi bir hal üzre kaybolan kişi”
― Bütün Şiirleri
“Doktorum
Ben bu kalbimi sarınır örtünürüm
Kış gecelerinde o nu yakar ısınırım
Üşürsem helak olacağımdan korkarım.
Doktorum
Gayya kuyusuna inmek istemem
Bana bir ip uzat,yağmurlar istemem
Aynaları kırarım,suretimi istemem
Mevsimler dönedursun,bu dünyayı istemem
Ben Allah'ı isterim.
Ben hep aynalardan geçerim doktor
Aynalar benden geçer.
Araf'tan bir sepet sarkıtırım aşağı,
Doluşur içine narin böcekler
Yaşamayı yeni öğrenmiş kelebekler
Üşüşür ben kalbimi sarkıtınca aşağı
Ben hep aynalardan geçerim doktor!
Günahları için ağlayan kim varsa
Kanatlarıyla okşar onu melekler
Hep böyle midir
Kalbin hep böyle yavaş mıdır Ruknettin?
Aynalar sana bir savaş mıdır Ruknettin?
Yarin dudaklarından trenler geçer de
Kalbiyin istasyonunda durmaz mı
Sen hiç satrançta yenilmez misin
Atına binip hep gider misin
Bilmez misin,atından ayrı düşen bir vezir
Zehir gibi çoğaltır kanında yalnızlığı
Ve nihayet şahlar da aynalardan geçer
Bir sen mi kalırsın bu rüyada Ruknettin
Herhalde hep böyledir
Bu dünya sevenlere bir tuzaktır Ruknettin!
Buraya kalbinizi kuşatmaya geldiydik
Konuşmayı unuttuyduk,hal diliyle söylediydik.
Dua okuduyduk,yağmur dilediydik
Kalbinizi kuşatmaya geldiydik.”
― Bütün Şiirleri
Ben bu kalbimi sarınır örtünürüm
Kış gecelerinde o nu yakar ısınırım
Üşürsem helak olacağımdan korkarım.
Doktorum
Gayya kuyusuna inmek istemem
Bana bir ip uzat,yağmurlar istemem
Aynaları kırarım,suretimi istemem
Mevsimler dönedursun,bu dünyayı istemem
Ben Allah'ı isterim.
Ben hep aynalardan geçerim doktor
Aynalar benden geçer.
Araf'tan bir sepet sarkıtırım aşağı,
Doluşur içine narin böcekler
Yaşamayı yeni öğrenmiş kelebekler
Üşüşür ben kalbimi sarkıtınca aşağı
Ben hep aynalardan geçerim doktor!
Günahları için ağlayan kim varsa
Kanatlarıyla okşar onu melekler
Hep böyle midir
Kalbin hep böyle yavaş mıdır Ruknettin?
Aynalar sana bir savaş mıdır Ruknettin?
Yarin dudaklarından trenler geçer de
Kalbiyin istasyonunda durmaz mı
Sen hiç satrançta yenilmez misin
Atına binip hep gider misin
Bilmez misin,atından ayrı düşen bir vezir
Zehir gibi çoğaltır kanında yalnızlığı
Ve nihayet şahlar da aynalardan geçer
Bir sen mi kalırsın bu rüyada Ruknettin
Herhalde hep böyledir
Bu dünya sevenlere bir tuzaktır Ruknettin!
Buraya kalbinizi kuşatmaya geldiydik
Konuşmayı unuttuyduk,hal diliyle söylediydik.
Dua okuduyduk,yağmur dilediydik
Kalbinizi kuşatmaya geldiydik.”
― Bütün Şiirleri
“Pek çok terapist, kapıyı kapattıklarında 'dışarıdaki dünya'nın dışta bırakıldığına inanır. Pek çoğu, terapist ve hasta arasında olan bitenin günübirlik hayattan soyutlanmış, bilimsel, nesnel ve teknolojik bir iyileştirme uygulamasına dayandığını düşünür. Psikoterapi sürecinde ahlak ve politikadan geri durulması, modern çağın ve onu çevreleyen Aydınlanma'nın sorgulanmamış bir mirasıdır.”
― Terapi
― Terapi
“Kişisel gelişim ideolojileri zaten benliğin ululanmasından ekmek yiyor. "Tanrı senin içinde", "Yüce kudretler senin ruhunda gizli" yollu, ,ilahi olanı insanın kendine hasreden, Tanrı'yı kişiselleştiren ve sadece insanın içine hapseden yeni bir tür maneviyatçılık, dünyada ve ülkemizde şehirli üst sınıflar arasında yayılıyor.”
― Terapi
― Terapi
“Benlik geleneksel anlam sağlayıcılarından bir kez azat edildiğinde insanlar kendileri dışında ahlaki referans noktası bulamaz hale gelirler.”
― Terapi
― Terapi
“Günümüzde başarı hikayeleri denilince ne tuhaftır daha çok kendisine faydası olmuş, kendisi için güç/mal biriktirmiş insanlar aklımıza geliyor.”
― Terapi
― Terapi
“...Olmak cesaret ister.İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti.Muhakkak ki başımız dönecektir. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz.Ama bakmazsak hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz orada ne olduğunu;bizi bekleyen,bizi biz yapan şeyi...”
― Olmak Cesareti
― Olmak Cesareti
“Dünyanın daha fazla 'başarılı' insana ihtiyacı yok. Daha çok hikaye anlatıcısına, daha çok barış gönüllüsüne, gönül tamircisine, sevgi taşıyan insana ihtiyacı var.”
―
―
“Ahlaki gerilim; kişi kendisine ihanet ettiğini, kendisiyle olan sözleşmesine uymadığını düşündüğünde ortaya çıkar, yani bir işten maksimum çıkar sağlayacağı sıra, içinden bir ses onu durdurduğunda. Ancak madem ahlaklılık kişinin kendisiyle vardığı ahlaki uzlaşıdan ibarettir, o halde sözleşme maddeleri değiştirilebilir.”
― Terapi
― Terapi
“...Hayat ve ölüm birbirini tamamlayan iki kesintisiz süreçtir.Hayatın akıp ölüme karışmaktan daha yüksek bir işlevi yoktur...”
― Olmak Cesareti
― Olmak Cesareti
“18. yüzyılın ruh sağlığına ilgi duyan hekimleri sıla özlemini ve evden uzakta, gurbette olmanın acısını "nostalgia" kavramıyla ifade etmişlerdir. Bu sözcük 1688'de ilk defa kullanılmış ve daha çok evlerinden uzaktaki çökkün paralı askerlerde tanımlanmıştır. Bulgular ve teşhis, neden ve tedavi üzerine tezler kaleme alınmış; sonunda en iyi tedavinin nostus (eve dönüş) olduğunda fikir birliğine varılmıştır.”
― Özgürlüğün Baş Dönmesi
― Özgürlüğün Baş Dönmesi
“Seligman'ın "kaliforniya benliği" dediği benlik yapısı ortaya çıkar. Bu benlik için yaşamın temel amacı doğru seçimleri yapmak ve doğru şeyleri tüketmektedir.”
―
―
“...kapitalist kültür bizi ergen kalmaya zorluyor.Ergenliğin yüzer gezer heyecanları daha çok para harcatıyor.O yüzden çocukların çabucak ergenliğe girmeleri ve uzun süre burada kalmaları,erişkinlerin de hep genç,daima genç kalmaları isteniyor.İnsanın kendisine sınır koymayı beceremediği bir kültürde büyümek mümkün değildir.Sorumluluk almadan,başkalarının yükünü sırtlanmadan büyümek mümkün değildir.Arzularımızın hemen tatmin bulduğu,sabır ve kanaatin unutulduğu bir iklimde büyüyemeyiz.Ruhsal olgunluk için bir tutam acı,emek ve gözyaşı gerekir.Nefsinden feragat etmeyi bilmeyen kişi,kemalat dairesinden içeri adım atamaz...”
― Olmak Cesareti
― Olmak Cesareti
“An, elimden kayıp gitmeden onu tutabilirsem ebediyetten bir damla tadacağım.”
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
“Şartlar daha iyi olsaydı daha iyi olurdum' diyerek hiç yola koyulmayan insan, kendisine yalan bir teselli vermiş olur. Zira insanın potansiyeli yol çıktığında belli olur. Kimse yola çıkmadan ne kadar uzağa gideceğini bilemez. Açılmamış kanatların büyüklüğünü kimse tahmin edemez.”
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
“Ne yap biliyor musun dostum, dünyada parasız yapabildiğin her türlü güzelliğin tadını çıkar... İnsanları sev, onların ihtiyaç ve ilgilerine dikkat kesil...Kendini canlı, hayatını yaşanmaya değer kılan hedeflerin olsun...Anda ol ve hayatın geçen her bir dakikasının kıymetini bil. Değer verdiğin şeyleri kaybetmeye ve elden çıkarmaya hazırlıklı ol... Anın keyfini sür ama geçmişinle de barış, geleceğinden korma... Kaderini sev, hayatını sev...”
―
―
“...Doğu ve Batı'yı çayla olan münasebetlerinden de okuyabilirsiniz.Poşet çay Batı'nın bireyci vurgusuna hayli uygun bir mamüldür,onu yapmak için ne zahmete ne de ustalığa gerek vardır,fonksiyoneldir ve bir sohbetin hamisi olamayacak kadar soğuktur.Oysa Doğu'da çay içmenin bir adab-ı muaşereti vardır,o yüzden demlenen çayın üzerine titrenir,çay içmek bir şölene dönüşür ve sohbet koyulaştıkça çayın lezzeti artar...”
― Olmak Cesareti
― Olmak Cesareti
“Ona diyorum ki," Derdini sev, kaderini sev, sana kuyuların karanlığından sonra aydınlığı göstereni sev.”
― Yavaşla!
― Yavaşla!
“Sessizce sev. Usulca. Kainatı telaşa vermeden.”
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
“Hayatımızın en güzel anları, bütün ruhumuzla orada olduğumuz anlardır.”
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
“İyi ruhların arasında dolaşan
Bir gölgeden sözediyorum.
Acıdan çatlamış kalbi
Soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden
Terkedilmiş şizofrenleri
Kendine çeken vadiden
Keşişlerin hüznünden
Ve bir aşk yüzünden
Ayları karıştıran kişinin
Tababet-i ruhiyyesinden
Size kendimden bahsediyorum doktor
Ben kar yağarken ıslanmam.
Benim öbür adım rüzgar
Uğradığım orman
Değdiğim kalp uğuldar.
Deki bulunur elbet
İyi bir hal üzre kaybolan kişi”
―
Bir gölgeden sözediyorum.
Acıdan çatlamış kalbi
Soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden
Terkedilmiş şizofrenleri
Kendine çeken vadiden
Keşişlerin hüznünden
Ve bir aşk yüzünden
Ayları karıştıran kişinin
Tababet-i ruhiyyesinden
Size kendimden bahsediyorum doktor
Ben kar yağarken ıslanmam.
Benim öbür adım rüzgar
Uğradığım orman
Değdiğim kalp uğuldar.
Deki bulunur elbet
İyi bir hal üzre kaybolan kişi”
―
“Kalbimi okumayı unutursam eğer, bir el bana değsin ve harfleri yüzüme tutsun isterim.”
―
―
“...Yeryüzünde kefenleriyle gezen yiğitler ölümle muhasebelerini çoktan yapmışlardı.Modern tecrübe ise ölümün inkarı üzerine kuruludur,zira seküler bir zeminden ona verilebilecek bir cevap yoktur.Hayatla ölümün birbirine katıştığı,hayatın ölümü,ölümün hayatı anlamlandırdığı bir matris;merhametin ve şefkatin insanlar arasında yeniden hükümferma olması için elzemdir.Ölümle sınanmış ve ondan hayata yeni bir pencere aralamayı başarmış yürekler;yeryüzüne ve insanlara öfkeyle davranamaz.Ölüm bize hayata değer vermeyi öğretir...”
― Olmak Cesareti
― Olmak Cesareti
“Aldığımız yenilgiler bize yön gösteren işaret fişeği gibidir, yolumuzu aydınlatır ve nereden nasıl yürümemiz gerektiğini söyler.”
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
― Beni Sessiz de Sevebilir misin?
“Hız mimariyi de değiştiriyor. Artık 'revnaklı şehirler' e, durup temaşa edeceğimiz süslemeli, oymalı binalara ihtiyaç yok. Hızlanan sürücünün gözü tarafından daha kolay algılanacak beton ve cam karışım binalar şehirlerin yeni tarzını oluşturuyor.”
― Yavaşla!
― Yavaşla!
“Hepimiz,daha anlaşılır kılmak için hayatımızı öyküleştiririz.Niçin ve nasıl yaşadığımızı önce kendimize izah etmek isteriz.Günümüzün maddeci kültüründe değer ve onur gibi kavramlar pek uçucu,bir o kadar da aşınmış;dolayısıyla da insana rehberlik edemiyor.İstiyoruz ki,niye yaşıyor olduğumuzun toplumca kabul gören,elle tutulur,somut kanıtları olsun elimizde.Şu veya bu şekilde 'ayakta kalma kültürü' hayatlarımıza nüfuz ediyor ve bize kendi umdelerini (prensiplerini) dayatıyor.İşte o yüzden,bu hayatta yönümüzü bulabilmek için vicdanın ve âhlakın kılavuzluğuna ihityacımız var.”
― Her Şeyin Bir Anlamı Var
― Her Şeyin Bir Anlamı Var