Nurullah Ataç
Born
in Beylerbeyi, Istanbul, Ottoman Empire, Turkey
August 21, 1898
Died
May 17, 1957
![]() |
Karalama Defteri - Ararken
2 editions
—
published
1998
—
|
|
![]() |
Günlerin Getirdiği - Sözden Söze
2 editions
—
published
2010
—
|
|
![]() |
Gene Yalnızlık
—
published
2011
|
|
![]() |
Diyelim - Söz Arasında
2 editions
—
published
1998
—
|
|
![]() |
Günce: 1 1953, 1954, 1955
2 editions
—
published
1998
—
|
|
![]() |
Okuruma Mektuplar
—
published
1958
|
|
![]() |
Günce: 2 1956, 1957
4 editions
—
published
1998
—
|
|
![]() |
Okuruma Mektuplar - Prospero ile Caliban
—
published
2014
|
|
![]() |
Karalama Defteri
|
|
![]() |
Prospero ile Caliban
—
published
1988
|
|
“Kişileri roman okumağı sevenlerle roman okumağı sevmiyenler diye ikiye ayırabiliriz. Roman okumağı sevmiyenlerden bir hayır gelmez demiyorum, büyük işlere asıl onların giriştiğini söyleseler ona da inanırım. Ama ben hoşlanmam onlardan. Kendilerinden çıkamaz, başlarından geçmemiş şeyleri geçmiş sayamaz, kendilerini başka kimsenin yerine koyamazlar. Bir tek yaşayışları vardır, ömürlerine bin bir kişinin yaşayışını sıkıştıramazlar. Her şeyi anlamağa çalışırlar. Her şeyi anlarlar da kişioğlunun karşısında bir anlayışsızlıkları vardır.”
― Karalama Defteri - Ararken
― Karalama Defteri - Ararken
“Bana mı kalmış âşık olmak? O tanrı, o en büyük tanrı bana mı konuk olacak? Hani konuğun olduydu senin, neye gitti? neye alıkoymadın onu? neye kaçırdın? Elbette alıkoymazsın, elbette kaçırırsın, senin gönlün gibi bir yerde türlü küçüklüklerin, çirkinliklerin yuvası olan bir yerde durur mu o?.. Budala! o tanrının bir zamanlar sana indiğini, sana konuk olduğunu sanıyorsun, o değildir gelmiş olan, gelemezdi o, senin o sandığın, odur diye karşıladığın şüphesiz bir düştü, sen de elbette biliyordun onun bir düş olduğunu, ama kendini avutmak için odur diyordun. Gelmez o, kimseye gelmez, yoktur ki o, senin gibi budalaların, içlerine bakmak, doğruyu görmek istemeyen, yalnızlıklarından kaçabileceklerini uman zavallıların uydurduğu bir yalandır o. Yoktur o, ne aşk vardır, ne seven, ne de sevilen; yalnızlıktan başka bir şey yoktur insan oğlu için.
İnanmayın, benim okurum, kendi kendinden tiksindiğini söyliyen, kendi kendine budala diyen bir adamın böyle abuk sabuk sözlerine inanmayın, bakın, dünya güzel, insanlar güzel, siz de o insanlar arasından bir insan olduğunuz için güzelsiniz, aldırmayın bu sözlere, beni içimin karanlığında bırakın, siz aydınlıklar içindesiniz.
18 Mart 1951”
― Gene Yalnızlık
İnanmayın, benim okurum, kendi kendinden tiksindiğini söyliyen, kendi kendine budala diyen bir adamın böyle abuk sabuk sözlerine inanmayın, bakın, dünya güzel, insanlar güzel, siz de o insanlar arasından bir insan olduğunuz için güzelsiniz, aldırmayın bu sözlere, beni içimin karanlığında bırakın, siz aydınlıklar içindesiniz.
18 Mart 1951”
― Gene Yalnızlık
“İnanmak... Günümüzde hep inanmak sözü ediliyor. İnanın da neye inanırsanız inanın! Büyük işler hep inanmakla başarılırmış... Hani Baudelaire'in bir yazısı vardır: "Esrikleşin, serhoş olun da ne ile esrikleşirseniz esrikleşin" der, işte onun gibi bir şey. Sağa dönüyorsunuz, kişiden inan istiyorlar, sola dönüyorsunuz, gene inan istiyorlar. Oturalım da bir konuşalım, inandığımızın ilerisini gerisini bir düşünelim, bakalım doğru mu?.. Bunu söyliyemiyorsunuz, hemen inansız diye atıyorlar sizi aralarından. Bertiyaef söylemişti, yeni bir ortaçağa girdik: inanacağız, bize öğretilenlere, doğru olup olmadıklarını araştırmadan, bir yerine ses çıkarmadan, bir noktasına dokunmadan inanacağız. Usumuzu bir yana koyacağız, ona aldırmayacağız, belki de kötü bir şey diye, şeytanın elinde bir oyuncak diye bakacağız, kara, kızıl, ak, türlü, renklerde kitapların öğretilerine bağlanacağız.”
― Karalama Defteri - Ararken
― Karalama Defteri - Ararken