Jump to ratings and reviews
Rate this book

Son Ada

Rate this book
Livaneli'den alegorik ve sarsıcı bir roman...

Darbeci bir başkan, emeklilik yıllarını geçirmek üzere, herkesin her şeyiyle hoşnut olduğu cennet bir adaya yerleşir. Başkan, ruhuna dek işlemiş olan yıkıcılık potansiyelini, geçmiş politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararlıdır. Bu doğrultuda tüm adayı etkileyecek müdahalelere girişir.

Önceleri sıradan görünen bu müdahaleler, sonunda düşmanı düşmana kırdırmaya dek varacaktır. Başta martılar olmak üzere, ada halkı dahil tüm canlılar Başkan'ın acımasızlığından payını alacaktır. Bu arada durdurulamaz görünen bu gidişe direnen bazı sesler de vardır.

Livaneli Son Ada'da, düşsel bir ülkede yaşanan aslında hepimizin aşina olduğu olayları alegorik bir anlatımla verirken, politik ve kişisel ihtiraslarla topluma ve doğaya müdahalelerin sonuçlarını da gözler önüne seriyor.

196 pages, Paperback

First published October 1, 2008

133 people are currently reading
2147 people want to read

About the author

Zülfü Livaneli

67 books1,714 followers
Müzisyen, Yazar, Yönetmen, Politikacı.

Tam adı Ömer Zülfü Livaneli’dir. 1946 yılında Konya-Ilgın’da doğan Livaneli, yazarlık kimliğinin yanında saygın bir müzisyendir. Müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül almış ve eserleri John Baez, Maria Farandouri gibi sanatçılar tarafından yorumlanmıştır. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300’e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı.

Bugüne kadar üç uzun metrajlı film yönetti; "Yer Demir Gök Bakır", "Sis" ve "Şahmeran". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "Altın Antigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre, ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi bir çok televizyon şirketine satıldı.

Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk - Kul Forumu'nda yer aldı.

Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu.

1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, orjinali ilk kez 1978’de çıkan "Nazım Türküsü"adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi.

Sabah Gazetesi'nde köşe yazarlığına yaptı. Bir dönem CHP'den Milletvekili olarak aktif siyaset hayatına da katıldı.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
3,769 (48%)
4 stars
2,690 (34%)
3 stars
1,061 (13%)
2 stars
235 (2%)
1 star
81 (1%)
Displaying 1 - 30 of 486 reviews
Profile Image for Murat Gonul.
220 reviews
June 13, 2017
Yakın siyasi tarihimizin Sineklerin Tanrısı'yla harmanlanması gibi, hem çok gerçek dışı hem de çok gerçek bir romandı.

Yazar sade bir mutluluğun ne kadar büyük bir şans olduğunu, bir toplumun uyum içinde yaşamasının ne büyük bir mucize olduğunu olanca yalınlığıyla anlatmış. Kitabın içinde kendi kendine verdiği tavsiyeye uyarak sadece olayları anlatmış ama içinden geçen binlerce düşünceyi, sorgulamayı, çelişkiyi, çıkmazı o olayların içine gizlemiş.

Hikayenin anlatıcısının sevgilisinin adı (ki o da takma addı) dışında kimsenin adı yoktu. Herkes toplumda oynadığı rollere göre, yeteneğine, zanaatine göre isimlendirilmişti. Yazar, başkan, noter bey... Bu da yazarın sunduğu distopyayı daha da ilgi çekici getirmiş ve dünya standartlarındaki benzerlerine yakın kılmış. Her sayfada Başkan'dan daha da çok nefret edip, kendi hayatıyla, yaşadığı toplumsal gerçeklerle bütünleştiriyor insan.

Herkese tavsiye ederim.
Profile Image for Esraa.
295 reviews350 followers
June 30, 2023
زولفو ليفانيللي اكتشاف العام❤

أولاً بجد المجلس الثقافي الوطني الكويتي بيعمل لنا عظمة وبيترجم ويطبع أعمال رائعة بتتباع بملاليم؛ فمليون شكراً والله.

ثانياً المراجعة:
رواية رائعة بكل ما تحمله الكلمة من معنى، مليئة بالرموز والإسقاطات السياسية والإجتماعية، تشبيهات ومواقف وصلت الفكرة بمنتهى السلاسة.

الجزيرة الأخيرة هي تقريباً مجتمعاتنا بتفاصيلها.
السلطة وطريقة اتخاذ القرارات، المعارضة، توجيه الجماهير...
حتى فكرة وصول الناس لحالة اللامبالاة وفقدان الروابط الاجتماعية قدر يوصلها بسهولة.
النهاية كانت حقيقية جداً.

نقرأ عن الجزيرة الأخيرة ربما نستطيع تجنب مصيرها…
Profile Image for Koray.
299 reviews60 followers
January 24, 2021
Zülfü Livaneli'nin kalemine sağlık. Okur-dinlerken (storytel) çok keyif aldım. Barış ve uyum içinde, az insanın yaşadığı cennet bir adaya gelen, emekli darbeci bir generalin, adadaki ahengi nasıl bozduğunu, hatta doğanın işleyişine bile müdahele edip bin yıllık dengeyi nasıl altüst edişini okurken sinirden epey bir gerildiğimi söylemeliyim. Buradaki ada ve emekli general metaforu, elbette, günümüzdeki birçok olguya gönderme yapıyor. Gözümüzden kaçmayan bir diğer nokta da, iyi insanların bile zamanla duyarsızlaşıp kötü insan haline gelmelerinin sadece an meselesi olduğu idi.
Profile Image for Oguz Akturk.
290 reviews703 followers
August 2, 2020
Livaneli'ye hak ettiği değerden fazla değer verip onu putlaştırıyor musunuz?

Livaneli'nin kitaplarından bazılarını hiç sevmemenize rağmen sırf başka okurlardan tepki almamak için diyeceklerinizi içinize mi atıyorsunuz?

O zaman gel vatandaş gel, burada korku ya da kimin bana ne diyeceğinin umursanması yok, sadece Livaneli kitabı incelemesi var. Senin de Livaneli hakkında olumsuz düşüncelerin varsa bütün düşüncelerini yorumlara yaz. Kimseden çekinme. Kimsenin senin nasıl düşüneceğini ve nasıl konuşacağını yönlendirmesine izin verme. Survivor'da sanki dokunulmazlık oyunu kazanmış gibi Türk Edebiyatı'nın dokunulmaz dehası olarak nitelenen, dokunduğun zaman da ateşli Livaneli fanlarının mesnetsiz bir şekilde "akıcı ve sürükleyici" olduğunu söylemelerinden başka bir şeyiyle savunulamayan şu bizim L***neli'den bahsediyorum.

Öncelikle bilenler bilir, bu sitede incelemelerimle konuşurum, boş gevezeliklerle zaman kaybetmem. Eğer yazdığım eleştirilere tartışmacı bir üslupla değil, eleştirilerini mesnetlendirerek mantıklı ve edebi antitezler yazabiliyorsan kapımız her zaman açık. Mesela hala kendisinin Huzursuzluk kitabı hakkında yaptığım incelememdeki eleştirilere 1 (yazıyla bir) adet bile antitez gelemedi: https://www.goodreads.com/review/show... Demek ki ortada hastalıklı bir putlaştırma, yazar fetişleştirme ve birilerinin dokunulmaz olarak görülüyor olma sorunu var ve bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Sadece 5-10 dakikanızı ayırmanız yeterli. Bakın ben nasıl dokunuyorum ve duymaktan hoşlanmayacağınız şeyler söylüyorum şimdi...

Yazarın da kabul ettiği üzere distopya türüne ait Son Ada hakkındaki eleştirilerimi duymadan önce distopyalara ayrı bir sempati beslediğimi ve distopyanın kökenlerinden, distopya hakkında yazılmış kurgudışı metinlere, sosyologların görüşlerine kadar geniş bir skalada araştırmalar yaptığımı bilmenizi isterim. Hal böyle olunca Son Ada kitabı distopya türünün teorik yeterliliklerini karşılamaktan epey uzak bir kitap.

Mutlu ve şehir toplumundan uzak, arınmış, izole olmuş bir ada hayatı vardır, oraya gaddar karakterli bir başkan gelir, doğayı kendi rantı için katleder ve olaylar gelişir. Kitabın konusu bundan fazlası değil. Livaneli'nin bu kitabını okurken King Kong filminde adada yaşayan gorilin bu adaya gelip de ortalığı acilen dağıtmasını ve Livaneli'nin bu kitabı yazmasını bir şekilde engellemesi gerektiğini düşündüm.

Distopya konusuna geri dönelim. Sosyolog Foucault'nun görüşlerine göre bir distopyanın distopya olarak sayılabilmesi için gerekli birkaç koşul vardır. Foucault'nun görüşüne göre pastoral iktidar öncülü sağlanmadan bir distopyanın varlığından da söz edemeyiz. Peki nedir bu pastoral iktidar? Basitçe anlatacak olursam, çoban-sürü ilişkisi. Yani 1984, Cesur Yeni Dünya, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Biz, Fahrenheit 451 kitaplarında olduğu gibi. Bu iktidar biçiminin distopya sayılmasının nedenlerinden ilki, "Çoban, bir toprak parçası üzerinde değil, daha ziyade, bir sürü üzerinde iktidar kullanır" olmasından dolayı. Livaneli, Son Ada kitabını yazarken sanırım ki distopya türünün teorik ve kurgudışı altyapısını araştırmayı unutmuş olacak ki, eski yazdığı ve sonradan yazacağı kitaplar gibi bir kitap yazıp geçmeyi istemiş, ama ben geçmiyorum, geçmeyeceğim.

Ne demiştik, "Çoban, bir toprak parçası üzerinde değil, daha ziyade, bir sürü üzerinde iktidar kullanır". Peki, Son Ada kitabında ise ne oluyor? Adaya gelen çoban olan Başkan (bu adamın kurgusundaki mantık hatalarına sonra geçeceğim, o da ayrı bir konu), adanın toprak parçası üzerinde hakimiyet kurup kendi iktidarını insan sürüsüyle distopyalaştırmaktansa, doğaya ve toprağa hakim olarak gerçekleştirmek istiyor. Yani ortada Başkan'ın iktidarını ve çoban rolünü güçlendiren, sürü psikolojisi oluşturan bir distopya bu ilk maddeye göre yok.

İkinci maddede "Çoban, sürüsünü bir araya toplar, onlara yol gösterir ve önderlik eder" der Foucault. Romanda ada halkından bir sürü olarak bahsedemeyeceğimiz için sadece birkaç bireyin Başkan tarafına katılması mevcut. Sanki adam dünyaya hükmeden faşist bir lider olmuş da Başkan'ın zalimliği bu kadar ön plana koyuluyor, hiç alakası yok. Başkan karakteri bugüne kadar distopik ve kurgu bir romanda gördüğüm en başarısız karakter tasarımı zaten, dediğim gibi ona birazdan geçeceğiz.

Üçüncü maddemiz "Çobanın rolü kendi sürüsünün selametini sağlamaktır". Son Ada'da ise bu maddeyi sağlayan hiçbir şey yok. Dedim ya, Livaneli'nin bir distopyayı distopya yapan şeyler hakkında ufacık bir bilgisi bile yok. Ada halkında sürü diyemeyeceğimiz birey bilincinde pek çok insan var ve Başkan'ın da bunları ikna etmek, kendi distopik düzenini daha fazla distopyalaştırmak için ortaya koyduğu ekstra bir çaba da yok. Dolayısıyla çobanın rolü, Son Ada kitabında adadaki sürünün selametini sağlamaktansa, daha çok kendi kendine takılıp eski atari oyunlarındaki gibi silahla kuş vurmak kadar basit. Tam tersine sürünün selameti değil, nefreti kazanılıyor. Bu ise distopya teorisine ters bir durum.

Dördüncü maddemizde "Çobanın attığı her adım sürüsünün iyiliği göz önünde tutularak ayarlanmıştır. Bu onun sürekli kaygısıdır", der Foucault. Bu kitapta ise ne sürüsünün iyiliğini gözeten ve kaygı duyan bir Başkan var ne de iyi hisseden bir sürü var. Şimdi Başkan karakterine geçiyorum.

Başkan karakteri o kadar sünepe, o kadar pısırık ve bir distopyada korkulabilecek bir lider olmaktan uzak ki, tek başarısı doğayı katletmek. Bu aciz Başkan, bir distopya kurmacasında olması gereken bir yönetici gibi değil. Daha çok adaya yazlığına gelip de avcılık yaptıktan sonra birkaç ada sakinine zabıta çağırtacak kadar etkisi olabilecek biri. Anca o kadar yani. Ayrıca Başkan'ın taşıdığı merkezi karakter-yardımcı karakter çelişkileri de bu işin ayrı bir boyutu ama L***neli zaten bunu Huzursuzluk kitabındaki Hüseyin karakterinde de becerememişti.

Biraz da ada mekanına bakalım. Ada nedir? Ada dört bir yanı sularla çevrili kara parçasıdır. Evet, ilkokul eğitimimizden hatırlıyoruz bu kısmını. Bir adanın özelliği ise izole, yalıtılmış ve diğer her şeyden uzak, hatta ütopik olarak yansıtılabilecek bir mekan olmasıdır. Fakat ne hikmetse, adaya hiçbir şekilde neden gösterilmeden gelen bir Başkan var. Bu ada ise anarşizm ile yönetilen bir ada, peki anarşizm ne?

Anarşizm, her türlü şefkat belirtisinin, akrabalığın, dostluğun, sevginin ve minnettarlığın devrimci davaya duyulan soğuk tutkuyla tamamen söndürülmesidir Bakunin'e göre. Yani evet, devlete net olarak karşı koymaktır ama yukarıdaki duyguların başka bir ilgi alanına yönetilmemesi de dahil olacak şekilde bir başkaldırıdır. Fakat Livaneli'nin bu kitaptaki ada halkını ve ada halkı için belirlediği anarşik düşüncelerini yazarken Bakunin, Kropotkin ya da Neçayev gibi devrimci anarşistleri hiç okumadığından o kadar eminim ki, ada halkını devlet haricinde her şeyi seven sayan, dostluğun, akrabalığın önde olduğu ve ada mekanını anarşizm varken bu düşünce biçimine ters bir şekilde aşırı ponçikmiş gibi gösterme çelişkisinde olduğu kısımları da görmezden gelemezdim.

Eğer anarşi ve bir iktidara bağlı olmak istemeyen bir kurgu tasarlıyorsan Livaneli, sana bir önerim var. Yukarıda saydığım adamlara ek olarak bir de Pierre-Joseph Proudhon'u oku. Çünkü Andrew Heywood'un Siyasi İdeolojiler kitabına göre anarşizmin karşı çıktığı şeyler arasında yer alan yönetilmek, izlenmek, teftiş, gözetlenmek, yönlendirilmek, kurala tabi kılınmak, sıraya sokulmak, kapatılmak, beynine girilmek, vaaz verilmek, kontrol edilmek, tartılmak, değerlendirilmek, sansürlenmek, komut verilmek gibi şeylerden adadaki iktidar sahibi sünepe Başkan'ın sahip olduğu yönetilmek ve kurala tabi kılınmak var sadece. Yani gözünü seveyim Proudhon'u da oku Livaneli, yazdığın şeylerin teorik ve kurgudışı altyapılarını öğrenerek yaz şu kitaplarını artık.

Açıkçası bir doğa katliamı, hayvan ölümleri vb. şeyler okumak ya da izlemek istesem kendi adıma başka şeylere başvururum, edebiyatı edebi bir zevk alma ön planında okuruz çünkü. Eğer bu ekolojik düzenin bozulması kurmacaya hiçbir şekilde dil, içerik, biçim, üslup gibi ekstra kazançlarla gelmiyorsa Son Ada kitabı da bana kattığı hiçbir şey olmadan hayatımdan çıkıp gider, aynı şu an olduğu gibi. Sırf bu yüzden bile Livaneli dil, biçim ve üslup kaygısını hiçbir zaman gütmemiş kötü bir yazardır.

Kitabın olumlu yönleri, önemli bir konuda ekolojik bir felaket özelliğini taşıyor olması. Adaya gelen liderin ada halkını anarşiden kurtarmak isterken yaptıklarıyla ekolojik düzeni yok etmesinde kullanılan şiddetin apaçıklığı. Film yönetmeni Roman Polanski de şiddetin açık şekilde gösterilmesi gerektiğini savunur ve şiddeti açık göstermemek ahlaksızlıktır ve zararlıdır der, o yüzden Livaneli bu yönden başarılı bence. Bir de kitapta 100 sayfa martı anlatılmış. Bu üç konudan dolayı kitaba 1 puan verdim ama bu kadar martı okuyup görmek isteseydim zaten evimin önünde her gün martılar uçuyor, onlara bakardım daha iyi.

Livaneli'nin bu kitap da dahil olacak şekilde farklı dönemlerinden 4 kitabını okudum arkadaşlar ve edebiyat kariyerinde zerre kadar bile gelişme yok, bütün kitaplarında kullanılan dil, biçim, içerik, üslup hepsi aynı. Bu yüzden biçim, dil ve üslup konularına hiç girmedim, gereksiz ve boş bir uğraş olurdu. Bir de üstüne adam bu haliyle Umberto Eco'ya klişe demeye cüret edebilmiş biri, düşünün artık. Zaten Türk Edebiyatı'na görünür herhangi bir katkısı da yok adamın. Etrafına topladığı ve paralarına göz koyduğu okurların onun her yazdığına güzel demesi, hiçbir eleştiri getirmemesi ve boş bir göğe çıkarma durumu var ama. Yani yazardansa eleştirmeyi denemeyen, gelecek tepkilerden çekiniyor diye pısırık kalan okuru da suçlarım, suçlamamız da gerekir bence.

Bir yazarın bunu başarabiliyor olması bence inanılmaz bir şey, yani sen o kadar kitap yaz, o kadar müzikle iç içe ol ve hala edebiyatında hiçbir gelişim göstereme, pes vallahi. Hatta yukarıda dediğim gibi kitabın yorum sayfasına girdiğinizde hakkında neredeyse hiçbir eleştiri bulamadığınız Huzursuzluk kitabı, yazarın olgunluk çağında yazılmasına ve en olgunlaşmış Livaneli kitabı olması gerekmesine rağmen Livaneli'nin en başarısız kitabı diyebilirim. Dediğim gibi o kitap hakkında yazdığım eleştiriyi de okumanızı tavsiye ederim mutlaka: https://www.goodreads.com/review/show...

Zülfü Livaneli'nin özel bir yeteneği olduğunu düşünüyorum artık arkadaşlar. Her kitabını okuduktan sonra adam kendi başaramama çıtasını biraz daha yukarı taşıyor... Okuyacağım bir sonraki kitabını "Bakalım bu sefer neyi başaramamış acaba?" cümlesiyle birlikte kendi edebiyatından her seferinde daha fazla soğuyarak okuyorum.

Hani kitapların sonlarında ve arka kapaklarında gazetelerden, ünlü simalardan yazılar olur ya, işte bu kitap için o tür şeyler yazmak isteseydim tam olarak aşağıda gibi cümleler yazardım:

"Sanatını o kadar iyi gizlemiş ki atom mikroskobuyla bile görmek olanaksız."
The Mirror

"İnsanı hayretler içinde bırakıyor!
"Kitap ayracınızı birinci sayfadan almanız tek kelimeyle imkansız."
New York Herald Tribune

"Bu kitabı mutlaka alın!"
Kredi Yetkilisi, Ziraat Bankası

Eğer ölmeden önce okunması gereken değil, bence okumadan önce ölünmesi gereken bu kitap hakkında yazdığım eleştirilere bir antiteziniz varsa yorumlar kısmı her zaman size açık ama şu aşağıdaki kitap eleştirisi kriterlerine uymanız, bilgi ile salt duygusal edebiyat holiganlığı ayrımını yapabiliyor olmanız koşuluyla:

"Kitap eleştirisi için kriterler:
• Yaptığınız eleştirel değerlendirmelerin haklı nedenlerini ortaya koyarak bilgi ile salt görüş arasındaki farkı bildiğinizi gösterin.
• Yazarın nerede bilgisiz olduğunu ortaya koyun.
• Yazarın nerede yanlış bilgi sahibi olduğunu ortaya koyun.
• Yazarın nerede mantık hatası yaptığını ortaya koyun.
• Yazarın analizi ve açıklamasının nerede eksik kaldığını ortaya koyun." (s. 170) Mortimer Adler, Kitapları Nasıl Okumalı?
Profile Image for Perihan.
480 reviews134 followers
September 25, 2016
"Bir yerde kötülük varsa orada herkes suçludur."

Issız, huzurlu bir adada yaşayan insanlar, martılar ve bir diktatör... Dün çabuk unutuluyor , yarın düşünülmüyor!
Bu kitabı okuduktan sonra, huzurlu bir hayata sahip bir adanın ve o adanın insanlarının nasıl da yavaş yavaş yok olduğuna şahit olacaksınız! Kötülük yavaş yavaş, sinsice gelecek ve siz bu konuda hiçbir şey yapamayacaksınız!!!


Büyük usta, bu romanında , insanı ve otoriteyi karşı karşıya getirmiş.
Bence mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Profile Image for Mohamed Elaskary.
169 reviews11 followers
May 16, 2023
رواية جميلة، مليئة بالإسقاطات السياسية، ومُعبِّرة عن واقع كنا وما زلنا نعيشه للأسف.
.أفضل ما فيها نهايتها المُرضية لأقصى درجة
أول قراءة لزولفو ليفانيلي ولن تكون الأخيرة إن شاء الله
Profile Image for Ecem.
24 reviews5 followers
July 6, 2015
Güzel bir konu düşünmüş aslında. Fakat yazarın konuyu işleyişi ve dili o kadar basit ki... Bunu da kitapta "acemi yazar" sıfatına saklayarak çözmeye çalışmış ki bu insani daha da irite ediyor. Lara'ya ya da Yazar'a duyduğu sevgiyi anlatırkenki basitliği insanı kızdıracak cinsten.
Profile Image for Sahra.
127 reviews31 followers
August 3, 2018
Edebiyatta görkemli bir söz varmış: büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demekmiş. Yaşar Kemal’e göre Zülfü Livaneli büyük kapıdan bu romanıyla girmiş. Benim haddime değil kimin büyük bir eser yazıp yazmadığını söylemek ama muhteşem ve inanılmaz bir distopya! Bence günümüzde herkesin okuması gereken bir kitap. Ne anlatsam kitapla ilgili, ne desem bilmiyorum. Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. İnanılmaz güzel bir alegorik anlatım. Okurken bana biraz Hayvan Çiftliği’nden anımsadığım bir şeyleri düşündürdü. Biraz da Sineklerin Tanrısı gibi büyük bir olayın küçük bir yansımasının yazıldığını fark ettim. Üstelik bir parça hem şimdilerden buldum, hem de geçmişten duyduğum.
Kitapta karakterlerin isimleri yok. Yalnız iki kişiye lakapla hitap biçimi var. Lara ve Yazar. Lara daha çok isim gibi. Karakterlere isim verilmemesinin sebebi sanıyorum kendilerine has bir karakterlerinin olmayışı. Yani sadece başlarıyla onlara söyleneni onaylayan seri üretim bandından çıkmış robotlar gibi oldukları için bir lakap veya isim verilmemiş, Numara 1, Numara 2 denmiş. Ancak Lara’nın bir adı var. Çünkü sesini çıkartan baş kaldıran bir karakter. Zaten kitapta da bu konuya büyük bir eleştiri mevcut. Yazar lakaplı karakterin ise aydın kesimi temsil ettiğini ve bunu Zülfü Livaneli’nin benzer dönemlerde benzer şeyler yaşayan yazarlara ithafen söylediğini düşünüyorum. Alegorik anlatımın en genel yayılmış şekilde anlatıldığı karakterlerden biriydi bu noktada Yazar bence. Bir de martılar tabii.
Aslında üzerine yazmak, konuşmak, tartışmak istiyorum ama ne yalan söyleyeyim çekiniyorum. İstemeden de olsa ben de kendime o adadan bir numara kapıp yerleştim sanırım. Ses çıkarmaya çekiniyorum.
Profile Image for Serap Aksar.
49 reviews2 followers
October 19, 2019
Zülfü Livaneli okumayı çok severim. Dilinin sürükleyici olması, kitaplarında hep bir sonraki sayfayı merak ettirerek kitabı bir çırpıda bitirmenizi sağlıyor. Bu kitabı da dediğim gibi, hep bir sonraki sayfayı merak ederek okudum. Fakat kitapta mesaj gönderme çabası o kadar açıktı ki kendimi fabl okuyormuş gibi hissettim çoğu kez.
Ütopyadan distopyaya dönüşen bir şehrin veya ülkenin hikayesinin anlatıldığı bu kitabı okurken beklenmedik bir sonla karşılaşmadım fakat yazarın üslubu açısından değerlendirdiğimde 3 yıldızı hak eden bir kitap.
Profile Image for Sajede.
163 reviews13 followers
September 27, 2022
چقدر مشابه وضعیت حال حاضر ماست...
Profile Image for Mahtab.
203 reviews64 followers
January 27, 2025
یکی از بهترین کتاب‌هایی که ۱۴۰۳ خوندم.
آخرین جزیره داستان یه جزیره دورافتاده است که ادما از شهر و زندگی شلوغ شهری گذشتن و پناه آوردن اونجا. مرغ‌های دریایی هم خیلی مسالمت آمیز توی طبیعت جزیره کنار ادما زندگی میکنن تا اینکه یه سیاستمدار وارد جزیره میشه و کلا زندگی و آرامش اونجا بهم میریزه.
نویسنده در زیباترین شکل ممکن نسبت به حکومت‌های دیکتاتوری نظرش رو بیان کرده و خب ما ساکنان خاورمیانه با گوشت و پوست و استخونمون تمام حوادث و اتفاقات داستان رو درک کردیم.
از بین بردن منابع طبیعی به بهانه‌ی نفرت و سرخوردگی پنهان صاحبان قدرت، منفعت طلبی و حرص به دست آوردن پول، دروغگویی و تظاهر، سر خم کردن در برابر ظلم و...
متن داستان بسیار روان و دلنشینه. راوی کمی غیرقابل اطمینان بود به نظرم اما در عین حال صداقت و ضعیف بودنش قابل لمس و درک بود.
نمونه‌ی ادم‌های عادی اجتماع که ترس نمیذاره حرف دلشون رو بزنن. خلاصه که اگر کتاب رو پیدا کردین، حتما برین سراغش.
Profile Image for Ebtihal Salman.
Author 1 book382 followers
September 27, 2024
رواية ذات فكرة سياسية واضحة، حول صناعة العدو. ومكتوبة باسلوب ادبي قصصي جميل.

في الجزيرة الاخيرة يعيش الناس في وئام، إلى أن يجيء شخص يقلب حياتهم وسلامهم بأفكاره، ويستبدلها بصراعات مقلقة. ترسم الرواية كيف تعمل استراتيجية صنع العدو على تفكيك المجتمع وتدعيم السلطة. وكيف تُدار الجماهير لتتورط في أعمال لم تكن لتوافق عليها مبدئيا. الرواية مدهشة ومحزنة في الآن ذاته، وذكرتني طوال الوقت بجزيرة أعرفها.

الترجمة ممتازة.
Profile Image for Esranur.
27 reviews2 followers
Read
November 2, 2019
Gerçekten verdiği mesaj olarak kitap şahaneydi ama keşke o mesajları bir tepside bana verilmeseydi de biraz da ben arayıp bulmaya çalışsaydım. Gerçi anlamak istemeyenin gözüne soksan da anlamaz yazar da haklı ne yapsın gözler kör olmadan önce okusunlar anlasınlar diye gözlerine gözlerine yaklaştırmış ama okuyup anlayabilene.
Profile Image for Nilda.
132 reviews39 followers
May 13, 2021
İlk defa Livaneli okudum ve bayıldım. Diğer kitaplarını bu kadar severek okur muyum bilmiyorum ama Son Ada bence herkesin okuması gereken bir kitap👌🏻
Profile Image for Tuna Turan.
408 reviews60 followers
May 26, 2019
Ülkemizi bu hale getiren yöneticilerin küçücük bir adaya neler yapabileceğini özetleyen mükemmel bir kurguyla yazılmış bir kitap.

Huzur içinde yaşayan adalıları bir gün hiç beklenmeyen misafirin eski bir başkanın onlara komşu olarak gelmesiyle adadaki bütün dengeler altüst olur. Önce martıların katledilmesi, sonra yılanların çıkması, tilkilerin gelmesi ve sonra tekrar martıların üremesi için çalışılması ve son olarak da adada yangının çıkması.

Toplumsal gözle olayları çok güzel süzmüş. Absürt bir anlatımla Aziz Nesin hikayelerine benzettim ben bu kitabı. Böyle olaylar zaten sadece bizim toplumumuz başına gelir. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap.
Profile Image for Jenti.
30 reviews
October 28, 2022
3 yyl mundan öñ türk jorama: "Türk kitap okasym gelyär, maslahat beryän yazyjyñ barmy?" diyenimde, hökman Livaneli'niñ bir kitabyny okap gör diyipdi. Üç yyl soñ diñledim we öñüräk okamanlygyma pushman etdim. Hayran galyp, janyñ yanyp, soñam men shol adamlaryñ yerinde bolan bolsam nähili bolardyka diyip okalayjak kitaplaryñ biri. Bir döwletde diñe yolbashchy däl eysem halkyñ hem az rol oynamayanlygyna yene bir gezek göz yetirdim.
Is anarchy worse or better than civilized and industrialized world, well, it's up to everyone's own interpretation of the both systems.
Personally, enjoyed it tremendously. You can finish this book in a day if you don't have any other responsibilities waiting for you!
I would say definitely give this book a time :)
Profile Image for ابوشريف  محمد  عبدالله.
324 reviews86 followers
August 8, 2023
• نحن اصحاب الجزيرة ، من يملكون مجهودهم وعملهم ولا إرث لهم إلا جزيرة يحصدون غلتها في موسم الحصاد ، ويأتي إليهم شخص يحول حياتهم إلى كدر وهم حتي يلقى حتفه ولكن بعد أن يذيق أهل الجزيرة المرارة والحنظل حتى يتمنى أهل الجزيرة تركها والهجرة منها ، ولا يتركها هذا الشخص الا خرابة على دماغه ودماغ اللي يتشدد له...
Profile Image for Erbuğ Kaya.
Author 7 books114 followers
June 8, 2018
“Aklın yolu birdir,” sözünün anlamını yitirdiği, tımarhaneye dönmüş ülkemin şu tuhaf günlerine denk düşmesinden midir bilemedim; bu roman yüreğime kor gibi oturdu. En sevdiğim kitaplar listemde üst sıralarda kendine yer buldu. Sizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum Zülfü Bey. Ellerinize, fikrinize, sanatınıza sağlık.
Profile Image for Mohamed Samy.
208 reviews116 followers
December 23, 2023


لقد هُزِمنا لأننا لم نحاول إدراك مدى فداحة الضيم الذي"
خضعنا له وانجرفنا إليه تدريجياً. عندما قُطعت تلك الأشجار  ،وضُرب ابن البقال البريء، كان من الواجب علينا إظهار معارضتنا وعدم السكوت. لكننا لم نحرك ساكناً. لقد قبلنا كل خطوة قام بها الرئيس بكل سذاجة. ها نحن هنا الآن، نسدد الحساب عن خطيئة ارتكبناها، وننال العقاب عن جملة من سيئاتنا. لقد سمحنا لرجل بأن يخدعنا، وسرنا خلفه بخنوع، وتغاضينا عن حقنا في المعارضة، وقدمنا مصالحنا الشخصية على المصلحة العامة، وجعلنا من أنانيتنا بوصلة لنا، ولم نحكِّم بصيرتنا، وقابلنا الأمور بلامبالاة، وخضعنا لنزوات ديكتاتور وسعينا خلف طموحاتنا التافهة. هذه هي حكاية الخطايا الصغيرة الكامنة خلف تغاضياتنا الصغيرة في حياتنا اليومية"


Profile Image for Onur.
341 reviews20 followers
March 19, 2020
A reel lovely story. In my opinion everyone can find individual something in the book especially related their life or their country. One utopic island and suddenly everything changes there where everybody lives so happy before. The main character and Lara decided to commence to struggle against the that bad status. It shows also that concept of peace is how important at our life. Impressive final. Very good.
Profile Image for فاطِمة طه.
456 reviews134 followers
July 29, 2023
"لا تخبر من يتعلق بقشة من الأمل بحقيقة أوهامه، و لا تطلب منه أن يكون واقعيًا، لأن الأشخاص الواقعيين في ورطة ما يحتاجون إلى أمل يتعلقون به، حتى لو كان وهمًا."

رواية ديستوبيا بدأت بخلق يوتوبيا مثالية ثم تدميرها رويدًا رويدًا.

ديكتاتور ماكر كما نقول في مصر " زي ما بيقول الكتاب"
كيف بدأ بالتخريب و السيطرة " عالهادي"
و للأسف نرى أمثال هذا الديكتاتور في كل زمان بنفس الصورة و الأساليب. كتاب عبقري لكنه موجع. أصابني الهم كما أصاب أصحاب الجزيرة.

تجربتي الثانية مع الأدب التركي تجربة مميزة كذلك.
Profile Image for Jefi Sevilay.
778 reviews86 followers
March 28, 2022
Bir yerde kötülük varsa, orada herkes biraz suçludur.

Açıkçası bana resmedildiği üzere ne ütopya, ne de distopya gibi gelen, özünde Türkiye'den kareler içeren ancak dünyanın tümüne uyarlanabilecek kısa bir hikaye gibi geldi. Hikayede kimsenin adı olmadığı üzere herkesin "bir şeyleri" temsil ettiğini, hatta özellikle toplantılarında biraz teatral bir hava sezinledim. Bu kadar da olmaz demedim çünkü bu kadar olacağını pek çok kez gördüm.

Sadece Yazar karakterinin değil de kitabı yazan karakterin "zavallı adalılar" yorumuna katılmıyorum. Beter olun adalılar. İyiliği savunmadığınız, kötülüğe sessiz kaldığınız, istikrar bozulmasın diye düzene çanak tuttuğunuz sürece başınıza gelenleri hak ediyorsunuz.

Şahsen Büyükada'nın iyi günlerini görmüş ve bütün gençliğimi orada geçirmiş biri olarak da "ada" mahremiyeti, düzeni ve dinamiklerini, sonradan da olumsuz gelişmelerin insanın içinde yarattığı acıyı, burukluğu çok iyi biliyorum.

Herkese keyifli okumalar!
Profile Image for Fatma Nur.
13 reviews1 follower
August 7, 2020
"Bu durumda boyun eğen insan soyunun mu, yoksa başkaldıran martıların mı daha akıllı olduğu sorusu sorulmalı, değil mi?"

Anlatımı çok sade, bu kadar sade olması bir tık şaşırttı hatta belki biraz rahatsız etti. Ama hikaye, anlatılmak istenen güzel ve önemliydi. Susmamak, yanlışa zamanında yanlış diyebilmek çok önemli.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Aykurt.
56 reviews
February 20, 2023
I straight up read this book in two sittings, I haven't really done that before.

The Last Island is a story about humanity at its best and at its worst. It's a story about how fear and mob mentality can divide people. I expected that this book would be a commentary of sorts, but I failed to anticipate the level that it would be so. That is not to say that kept me from enjoying this book, in fact quite the opposite.

The story, the characters, and the writing are all ultimately pretty simple. However the book as a whole is still engaging. And the moments of good prose are like some nice treats scattered throughout the story, but not the main focus. It reminded me of a fairy tale, but the big bad monster was capitalism.

The Last Island feels like a classic that has found renewed relevance in the present day, although in reality this book is not far removed from the present. Published in 2008, at a time where the beginnings of the Erdoğan regime in Turkey was starting to establish its stranglehold on the country, it still feels like a very current callout of said regime, and a reflection of politics as a whole.

I definitely recommend The Last Island if you're looking for a simple but engaging commentary on the human condition.
Profile Image for Yossi Yusuf Pinhas.
55 reviews8 followers
August 4, 2015
Yaşar kemal'in Livaneli'yi "büyük kapıdan" sokan roman olarak betimlediği Son Ada, maalesef anlatıcısının basitliği arkasına sığınan zayıf bir roman. Hikâyesi bir ülkenin faşizme nasıl sürüklendiğini alegoriye dayanarak anlatırken faşizmi yalnızca diktatöre ve alet olan halk kitlelerine yüklerken toplumu da basitleştiriyor. Fikir böylesine sağlamken karakterlerin bu kadar yüzeysel, zayıf, az geliştirilmiş, bu kadar karikatür olması çok yazık. Livaneli büyülü gerçekliği ustaca kullanamıyor maalesef.
Profile Image for Aydın Tezcan.
284 reviews2 followers
September 7, 2017
Kolay okunan, iyilikle kötülüğün savaşı temelinde, direnenlerin sonunda kazanacağını vurgulayan bir roman.
Bana biraz "sulandırılmış" bir Sineklerin Tanrısı ve Hayvan Çiftliği karışımı gibi geldi.
Çocuklar için bir versiyonunun olduğunu sonradan öğrendiğim bu kitabın "acaba yanlışlıkla çocuk versiyonunu mu almışım?" diye kendime sorduğum oldu.
Çok yalın bir dille anlatayım derken fazla sade bir yazı üslubu kullanılmış. Livaneli' nin diğer okuduğum kitaplarında bulduğum yazım güzelliğini ve akıcılığı bulamadım ne yazık ki. Livaneli olmasa sanırım 2 yıldız bile düşünülebilir bu kitap için.
Profile Image for Meltem17.
28 reviews18 followers
January 28, 2017
Sistemi farklı bir kurguyla anlatan,ve anlatımıyla gönülleri feth eden bir livaneli romanı daha...
Displaying 1 - 30 of 486 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.