Jump to ratings and reviews
Rate this book

İyi Aile Yoktur

Rate this book
İyi aile yoktur. Ya da paradoks şu ki iyi aile, "İyi aile yoktur" düsturuyla hareket edebilen ailedir.

İnsanlar çocuk sahibi olduğunda farkında olmadan kendi çocukluğuna dair hisleri yaşar. Çocuğumuzla ilişkimiz, anne-babamızla ilişkimizin devamıdır.

Çocuğumuzla doğru bağ kurma, kendi çocukluğumuzu ve içimizdeki çocuğu tamir etmekle olur.

Her insanın içinde anne, baba, çocuk vardır ve güçlü psikoloji aslında, içimizdeki çocuğun güçlü olduğu, saygı gördüğü psikolojidir.

İyi Aile Yoktur sadece anne-babalar değil, çocukluk geçirmiş ve kendisini daha iyi anlamak isteyen her yaşta insan için yazıldı.

Bu kitabın sunduğu farklı bakış açısıyla, neden acı çektiğimiz, sevilmeyi neden isteyip sevgiyi kaybettiğimizde neden üzüldüğümüz, işlerimizi neden ertelediğimiz gibi kendimize dair birçok şeyin altındaki nedeni yepyeni bir gözle, şaşkınlıkla keşfedeceksiniz.

İngiltere’de Essex Üniversitesi’nde Psikanaliz yüksek lisansı yapan, Avrupa ve Amerika’da psikoloji alanında konferanslarda tebliğler sunan ve çocukluk atölyeleriyle ebeveynlerle buluşan Nihan Kaya, yıllarca süren çalışmalarını bu kitapta derliyor.

290 pages, Paperback

First published September 1, 2018

252 people are currently reading
1860 people want to read

About the author

Nihan Kaya

31 books342 followers

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
790 (41%)
4 stars
624 (32%)
3 stars
331 (17%)
2 stars
111 (5%)
1 star
48 (2%)
Displaying 1 - 30 of 292 reviews
Profile Image for Demet.
100 reviews47 followers
November 26, 2020
Sosyal medyada da epey meşhur olan Nihan Kaya’nın bu kitabını bir arkadaşımın ısrarlı tavsiyesi üzerine okudum. Beğeneceğime dair garanti vermişti ki buradan birbirimizi çok da tanımadığımız sonucunu pekâlâ çıkarabiliriz. Neyse Nihan Kaya, lisansını Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde, yüksek lisansını ise İngiltere’de University of Essex’e bağlı bulunan Psikanalitik Çalışmalar Merkezi’nde (Centre for Psychoanalytic Studies) tamamlamış. Bunu kendisinin bir psikolog veya psikiyatrist olmadığını belirtmek için hatırlattım. Öte yandan yazdığı metnin hangi türe girdiğini ben bilmiyorum. Kitap, bana göre çok sert bir üslup ile başlıyor ve böyle devam ediyor. Karşınızda sanki bunca zaman başına gelenlere sabırla katlanmış, şimdi konuşma sırasının kendisinde olduğunu beyan eden, gerilimi yüksek biri varmış gibi hissediyorsunuz. Beni rahatsız eden bir diğer unsur ise kitabın içeriği oldu. Çünkü kitabın neredeyse yüzde seksen beşi Alice Miller’ın eserlerinin özetlerinden oluşuyor ve sanki yazar, ben bunları okudum, sizin okumanıza veya araştırmanıza gerek yok, doğruluğunu bizzat teyit ettim dercesine okura aktarıyor. Ve kitap, baştan sona aynı ritme sahip; aynı düşüncenin doğruluğunu tekrar etmekten öteye gitmiyor. Bu düşüncenin örnekleri ise o kadar ortaya karışık ki, insan nereye doğru savrulduğunu kestiremiyor. Gezi olaylarından Hitler'e, arkadaşının özel hayatından kendi özel hayatına takip etmesi güç bir seçki sizi bekliyor. Bir diğer şaşırdığım şeyse kendisini sosyal medyadan eleştirenlere bu kitap üzerinden cevap vermesi oldu. Ben bunları Twitter hesabımda söyledim ama şöyle cevaplar aldım, böyle linç edildim tarzı bir paragraf okumak bana ne katar emin değilim. Sonuç olarak seveninin oldukça çok olduğunu görüyorum ve saygı duyuyorum ama bana hitap etmediği çok açık. Şahsen ben psikoloji, çocukluk travmaları, aile içi ilişkiler vs gibi konularda bilgi almak istiyorsam bunu tarafsız bir bilim insanının ışığında öğrenmek isterim; kızgın ve öfkeli bir üslupla bana kendi doğrularını dikte edenin değil.
Profile Image for Ayca Senol.
144 reviews4 followers
April 18, 2022
Yazarın öne sürdüğü fikirlerinin çoğuna katılsam da üslubunu ve kitabın içindeki alıntıların çokluğunu sevmedim. Ne yaparsak yapalım çocuklarımıza büyük zararlar vereceğimizi ve kendi ebeveynlerimizin de yine bize çok büyük zararlar verdiğini her cümlesinde parmak sallayarak dikte etmiş. Evet hayat zor hepimiz çocukluğumuzda yara aldık hala alıyoruz ve çocuklarımızı da yaralıyoruz ama her şey bu kadar distopik değil benim için. Bir de mutluluklar güzellikler ve sevgi var. Böylesine önemli bir konu biraz daha dengeli bir anlatımla okura ulaşabilirdi düşüncesindeyim.
Profile Image for Joy.
518 reviews80 followers
April 4, 2022
Kitabı beğenmekle birlikte pek çok yerde sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Öncelikle referansların çoğu bir kişiden verilince kitap zaten biraz kısır kalmış, ‘doğrusu bu, eğer böyle düşünmüyorsan sen de yanlışsın’ alt metni - ki bazen açık açık söyleniyor- bilimin değişebilirliğine - konu insanken hele- ters bir tutum ki kitap bir bilim dalı üzerine yazılmış. Dörtüyüz yaşına gelmiş bir insan da hala hayattaki başarısızlığının suçlusu olarak çocukluk travmalarını gösteriyorsa ( bunu söylediğine göre farkında ve tedavi alabilir.) kusura bakmayın da o kişi biraz mal yani. Kitap bir kısır döngü, Freud her şeyde çocuğu suçlarken, burada da her şeyin suçlusu aile. Affetmek bölümünde mesela, kimse bir önceki jenerasyonu affedemediği için sakat bir gelecek geliyor her seferinde. Eğer anne-baba ona kendi anne-babası kötü davrandığı için çocuğa kötü davranıyorsa o halde anne-babalarım travmalarını halledelim önce. Bırakın her şeye çocuk karar versin’ önermesi de bana göre prensenler ve paşalar yetiştiriyor. Herkes zaten en kıymetli, her şeyin en iyisini hak ediyor.
( hitler, stalin ve çavuşesku baba sevgisi görmediği ya da çocukken dayak yedikleri için değil pisikopat birer manyak oldukları için milyonları öldürdüler. Bir de demez mi ağlayabilseler ya da duygularını bilinçli bir şekilde yaşasalar yaşanan hiçbir şey yaşanmayacaktı. Laf. )
Sonuna kadar katıldığım şeyler de var; sevginin kanla geçmediğine, ailenin asla kutsal olmadığına, break-up with your mom-dad’in süper bir şey olduğuna, toplum ne der diye çocuklarımızı kalıplara soktuğumuzu, herhangi bir yanlışta ilk vazgeçenin ailen olduğuna felan sonuna kadar katılıyorum.
Her ebeveynlik başlı başına öznel bir yolculuk. Ne yaparsak yapalım travma bırakıyoruz geriye ( taciz ya da tecavüz üzerinden oluşanlardan bahsetmiyorum. Elbette bunlar insanın kolay kolay atamayacağı yükler) mesela benim bir arkadaşım cinsel hayatında şiddeti sevmesinin sebebini zamanında ailesinin ona şiddet uygulamamasına bağlıyor. Çocuğu dövsen de dövmesen de travma anam.
İyi İnsan Yoktur, diyerek nokta koyuyorum. 👄
Profile Image for Renklikalem.
521 reviews164 followers
April 1, 2019
her satiri mu-az-zam-di! bitireli epey oluyor ama yorum yazamamistim. ama okudugum gunden beri basucumda duruyor. ve hala cocuklarimla, insanlarla, kendimle dahi acmazlarim oldugunda acip karistirmaktan altini satir satir cizdigim kisimlari okumaktan buyuk keyif duyuyorum. belki mukemmel anne babayi yaratamayacagiz, ki nihan hanim da iyi aile yoktur diyor daha kitabin kapaginda, ancak bu bilincle hareket edersek daha ozgun, bagimsiz ve saglikli bireylere donusecek saglikli cocuklar yetistirecegiz.
kitapta altini cizdigim onca yer arasindan -cizmedigim sayfa yok desem yeri- beni en cok etkileyen sanirim su kisim oldu:

“bir baskasinin cocugunuzu herhangi bir sekilde istismar etmesini onlemenin tek yolu, cocugun elestirel, sorgulayici, aktif dusunen zihinsel mekanizmasini en basindan orselememektir. bizim ona davranislarimizi sorgulamamasini, alip oldugu gibi kabul etmesini, sadece ona gosterilene uyum saglamasini, bizim her zaman hakli oldugumuzu ogrettigimiz cocuk, bir baskasinin kendisine yaklasiminin yanlis oldugunu nasil dusunebilir, nasil sorgulayabilir?”

nihan kaya bu ulke icin cok kiymetli bi deger. romanlarindan sonra bu kitabiyla da kendisine bir kez daha hayran kaldim diyebilirim. gercek bir basucu kitabi.
Profile Image for Selin.
10 reviews5 followers
February 20, 2019
Araya girip hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan birini övmek istiyorum. Mükemmel bir çocukluk geçirmiş, annesinin/babasının sözlerine karşılık verebilmiş, annesini/babasını memnun etmeye çalışmamış, annesinin/babasının öğütlerine uymamış biri için muhteşem bir kitap değil bu. Aynı şekilde anneliğinin/babalığının sual olunmaz şekilde mükemmel olduğunu düşünen, “bizim zamanımızda böyle şeyler mi vardı” diyen, çocuğu ıslah edilecek bir şey olarak gören, çocuğunun iyiliğini en çok kendisinin istediğini düşünen ebeveynler de sevmeyecekler muhtemelen. Ama bir yetişkin olarak varsa içinizde nedenini bulamadığınız boşluklar, incinmişlikler ya da nedensiz sıkışmış gibi hissediyorsanız arada, çok hassas, çok saldırgan veyahut çok herhangi bir şeyseniz, muhtemelen hayatınızın kitabını okuyacaksınız. Eminim sonunda aynı şeyi düşüneceğiz hep birlikte :”keşke annem/babam burada yazılanları bilmiş olsaydı.”
Profile Image for Bilge.
13 reviews9 followers
February 8, 2021
Nihan Kaya 2 sene önce Alice Miller ile tanışmış, çok etkilenmiş, o kadar etkilenmiş ki, hemen bu konuda bir kitap yazayım demiş. Kitaptaki alıntıların miktarı rahatsız edici, konuyu ele alışı çok amatörce ve tekrarlarla dolu. Dili buyurgan ve üst perdeden. Pratiğin süzgecinden geçmemiş bir fikirler yığını, verilen örnekler bile "bir arkadaşım" seviyesinin ötesine geçememiş. Kitabın tek artısı bu konular üzerine hiç düşünmemiş kişileri düşünmeye sevketmek olabilir, onda da teoloji üzerine hiç bilgisi olmadan ahkam kesmesi eminim bir çok inançlı insanı kitabı ortasında bırakmaya itecek ve kitap bu amaca bile hizmet edemeyecektir.
Profile Image for Dilek Çanakçı.
23 reviews6 followers
April 24, 2020
Toplum normlarını ve tabularını sert bir dille eleştiriyor diye 2/5 değil kesinlikle. Bu devirde hâlâ bu tarz eleştiriler “cesur” olarak görülüyor maalesef. Bu “cesaret” ve başkalarının fikrini aktarabilmesindeki başarısı için tamam, teşekkürler. Ama sayfa 273’ten itibaren okusaydım da önceki sayfalarda hiçbi’ şey kaybetmezdim. Mesela bir-iki sayfada “italikler bana ait” diye dipnot düşmüş yazar, geri kalan tüm cümleler Alice Miller’dan alıntı. Ben yazarın sesini duyamadım, kitaptan ufak birkaç yeni şey öğrenebilmeme rağmen.

Ki Halil Cibran’ın söz konusu meseleyi birkaç satırla çok daha iyi anlattığını düşünüyorum:

“Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.”
Profile Image for Beril Kurtaslanoglu.
18 reviews1 follower
May 18, 2019
Kitaptan kendime çıkardığım ve uygulayacağım dersler olmakla birlikte, bu kadar sert ve katı bir üslupla yazılmasını biraz rahatsız edici buldum. Ayrıca verdiği bir örnekte, bahsettiği kişiyi herkesin anlayabileceği şekilde deşifre etmesini de pek yakıştıramadım. Çok severek başladığım kitabı sonlara doğru motivasyonum düşerek bitirdim. Alice Miller’dan çok fazla alıntı yapılmış, e o zaman o yazarın kitaplarını alıp okusaydım demedim değil:) Belki de Alice Miller’ı keşfetmek için bir vesile oldu. Yazar da bu amacını kitabın başında belirtmiş zaten.
Profile Image for cansung.
68 reviews10 followers
September 30, 2019
Yanlışı yapan biz olduğumuzda vicdanen rahatlamak adına geliştirdiğimiz savunma mekanizmaları var. Bunların en kabul göreni, hatta çanak tutulanı da anne-baba, özellikle de anne olduğumuzda yaptığımız yanlışlar. Bir çocuğun dünyaya gelmesindeki ana faktörlerden biri olmanın bir insana "sahip" olmak olduğunu zannettiğimiz için o sahip olduğumuz çocuğu nesneleştirip ona göre muamele ediyor, üstelik bunu da dünyanın en haklı ve en normal durumu olarak görüyoruz. Nihan Kaya diyor ki, ister kabul et ister etme, o çocuk senin sahip olduğun bir eşya değil, her türlü konforundan, sağlığından sorumlu olduğun bir başka insan. Üstelik bu sorumluluğu isteyen, tercih eden de sensin. Şimdi "ama" ile başlayan tüm cümleleri bir kenara bırakıp anne-babana nasıl davranıyor ya da davranmak zorunda hissediyorsan ya da toplum senden onlara nasıl davranmanı bekliyorsa çocuğuna da aynı şekilde davranmaya başla. Hepimize, özellikle de annelere çok ağır gelecek satırlar var içerisinde. Ama önemli olan şunu kavrayabilmek: Bizim yanlış yapıyor ve onu normal görüyor olmamız, o yanlışın yanlış olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Tüm okuyanlara huzursuz okumalar diliyorum.
Profile Image for Fira Nuriyeva.
29 reviews2 followers
January 14, 2023
Ailə və uşaq psixologiyası hər zaman maraq dairəmdə olduğu üçün bu kitabı seçmişdim. Oxuduqca bir çox yerdə “eynəən” deyirdim. Lakin bir yerdən sonra üslub məni yormağa və sıxmağa başladı. Daim olaraq günahlandıran və aqressiv bir üslubla yazıldığını düşünürəm. Sanki yazıcı illərdir içində saxladıqlarını 300 səhifədə qusma yarışına girib. Fikrimcə, nə qədər əla valideyn olursan ol, uşaqları travmalardan, xəyal qırıqlıqlarından, kədərdən tamamilə uzaq bir utopiyada böyütmək mümkünsüzdür. Çünki insan sosial varlıqdır, sən ana/ata olaraq nə qədər qorusan da insan sosiallaşdıqca, fərqli insanlarla ünsiyyətdə olduqca təbii ki, nələrsə xətrinə dəyəcək, nələrsə travmatik izlər buraxacaq. Əlavə olaraq kitabın cümlələrinin yarıdan çoxu Alice Miller adlı başqa müəllifdən istinadlarla doludur. Bunu bilsəm normal olaraq elə Alice Miller kitabını alıb oxumağa üstünlük verərdim. Nəticə etibarilə çox da bəyəndiyimi deyə bilməyəcəm.
Profile Image for Dilek Kısa.
15 reviews
March 3, 2019
Kitap, yazarın kitabın başında belirttiği 'umarım bu kitap sizi Alice Miller a götürür' dileğini gerçekleştiriyor. Sonrasında yetenekli çocuğun dramını okudum :)

Aile kurallarının ve eğitim sisteminin, çocukların çocuk dünyasına özgü duygularını küçümsemesi, göz ardı etmesini daha düşünmediğim bir şekilde anlatıyor.

Duyguları istekleri göz ardı edilen çocukların, sevgiye muhtaç oldukları için uyum sağlamak adına, duygularından ve aslında kendilerinden vazgeçişi, sonra da hayat boyu kendini arayan, evini arayan yetişkinlere dönüşmesi. Hikaye size tanıdık geliyorsa kesinlikle tavsiye ederim.
Profile Image for Sema K. .
13 reviews
December 22, 2023
Bu kadar alıntı tezlerde bile olmaz... Adeta başka yazarların 2-3 kitabı alınmış ve özet geçilmiş. Yeni bir fikir, görüş veya metot anlatılmamış. Hal böyleyken, hiç zahmet etmeyin, direkt Alice Miller'ın kitaplarını okuyun.
Ek olarak, okurken sürekli "Bu yazarın kavgası kiminle?" diyen sadece ben değilimdir diye düşünüyorum. Farklı bir tarz, sanki karşısında biri var ve onunla tartışarak anlatıyor. Bazı noktalarda konuyu haklı bulsam da (yazarı diyemiyorum, zira Alice Miller demem gerekir o durumda) pasif agresif dilden ötürü oldukça rahatsız edici bir okumaydı.
Profile Image for Nurcan ATİLA.
62 reviews7 followers
January 23, 2019
Klişelerden uzak bir kitap. Bu tarz çok kitap okumuştum ama bu kitap kadar ezber bozanına ilk defa rastladım. Mutad aralıklarla okunması gerekli bir kitap. Eline, diline, cesur yüreğine, kalemine sağlık Nihan Kaya.
Profile Image for Cansu Varol.
223 reviews84 followers
September 12, 2020
Müthiş bir kitap mutlaka herkes okumalı. En sevdiğim kısımlardan biri 'affetmenin şifa verici bir etkisi yoktur' kısmı oldu. 'Nefretin bizi hasta ettiği doğru değildir, bastırılan duygular bizi hasta eder.'
Profile Image for Harmonyofbooks.
501 reviews206 followers
February 22, 2020
"Bu dünyadaki en görünmez acılar, bir çocuğun çektiği acılardır."
4/5⭐️⭐️⭐️⭐️
Nihan Kaya'dan daha önce sadece hikaye kitabı olan Çatı Katı'nı okumuştum ve ilk okuduğum kitabıyla kesinlikle diğer kitaplarını okuyacağım yazarlar arasına girmişti. İyi Aile Yoktur kitabının roman vb türde bir kitap olmadığı isminden belli oluyor zaten. Son zamanlarda kurgu dışında kitapları da en az kurgu kitapları kadar şevkle okuduğum ve bu bilgi aktarımını da bünyeme katmam gerektiğini düşündüğüm için sıradaki kitabım İyi Aile Yoktur oldu. Aile, çocuk, ebeveyn olmak üzerine bu tarz bir kitap henüz okumamıştım. Kitap en başından kalıplaşmış düşünceler üzerinden farklı ve mantıklı açıklamalarıyla ilgimi havada kaptı. Hayatımıza kattığımız ve alt yapısını yadırgamadığımız onca hareketin aslında nelere yol açtığını, doğrusunun nasıl olması gerektiğine öyle nokta atışları yapılmıştı ki.. Ağzımızdan çıkan her söze öyle alışmışız ki durup ne anlama geldiğini bile düşünmüyoruz. Kitabın yazarı Nihan Kaya bile o kadar farkındalıklı olduğu halde ağzımıza yapışan bu söylemleri elinde olmadan kullanabildiğini söylüyor. Hepimiz belirli bir yaşa geldiğimizde hayatın bize öğrettiği yeni bilgilerle kendi ailemizin bizi yetiştirme tarzı hakkında bazı şeylerin farkına varıyoruz. En basitinden karşılaştırma yaparak ebeveynlerimizin iyi kötü yanlarını tartıyoruz. Bu kitabı okumadan önce de bazı hareketlerin ne denli yanlış olduğunun farkına varmıştım ama bu kitapla beraber bazılarının korkunç olduğunu iyice anladım. Kendi adıma örnek verirsem ben aile tarafından oldukça şanslı ve gerçekten etrafımdaki diğer örneklere baktığımda bilinçli bir çift ebeveyn tarafından yetiştirilmişim. Ama çocukluğuma dair bazı anılarım var ki; ana okulunda bir çocuğa aptal dediğim için kollarımın içine büyük harflerle aptal yazarak çocukluğuma büyük bir darbe vuran ana okulu öğretmeniyle, çok titiz olmayan bir sınıf öğrencisini pis ilan ederek beni de tırnaklarımı yediğim için onun yanına oturmakla tehdit eden ilkokul sınıf öğretmenim.. Özellikle de ikinci örnekte kaliteli bir eğitim alan bir öğretmenin böyle korkunç bir şey yapması hala tüylerimi ürpertiyor. Bu tarz birkaç örneğim daha var ki bunların o çocuk yaşımda benim özgüvenime vurduğu darbeyi tahmin edemiyorum. Bu hareketlerin farkındalığına sahip olup, bu kitapta geçen tüm eleştirileri sindirmiş bir okur olarak kendi çocuğumu hakkıyla yetiştirmeyi öyle çok istiyorum ki.. Kitabın içeriğine dönersek birkaç şeyi eleştirmek durumundayım; yazarın Alice Miller'dan bu kadar fazla alıntı koyması beni de diğer okurlar gibi epey rahatsız etti. "Bu kadar alıntı okuyacağımı bilseydim Alice Miller'ın kendi kitaplarını okurum" demeyeceğim ama kesinlikle daha az alıntı olabilirdi. Bir diğeri ise yazarın teoloji üzerine herhangi bir eğitim almadan fıkıh ve müslümanlık üzerinden getirdiği eleştirilerdi. Hatta bazılarının asılsız olması keşke yazarın doğrusunu tam olarak anlayıp yazsaydı dememi sağladı. Hepimiz müslümanları eleştirebiliriz çünkü kimse dini tam anlamıyla yaşamak konusunda mükemmel değil ama islamı eleştirmekle müslümanları eleştirmek çok farklı kulvarlar. Özellikle fıkıhın bu kadar basitleştirilmesi ve hatta küçümsenmesi beni bir miktar şaşırttı doğrusu. Bu eleştirdiğim kısımlar hariç gerçekten her ebeveyn adayına okumasını öneririm. Yazarın bu tarz kaleme aldığı diğer kitapları da yakında okumayı düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim..
Profile Image for Derya.
48 reviews4 followers
July 20, 2019
Nihan Kaya'nın okuduğum ilk kitabı. Son olmayacağı da kesin, çünkü İyi Aile Yoktur'un devamı olarak düşünülmüş İyi Toplum Yoktur'u okumaya başladım bile. Benim başucu yazarlarım Alice Miller, Eric Fromm, Rollo May'in bizim kültürdeki ayaklarından biri Nihan Kaya. Konuşulması tabu meseleleri büyük bir cesaretle ele almış.

Kitabın adı özellikle bizim gibi kolektivist kültürlerde kolayca yadırganacak kadar cesur ve cüretkâr. Ama alt başlık şöyle diyor: "Ya da paradoks şu ki iyi aile, "İyi aile yoktur" düsturuyla hareket edebilen ailedir". Kitabın onu güçlü kılan argümanlarından biri aslında bu alt başlıkla çok güzel ifade edilmiş. Dilim döndüğünce Kaya'nın anlatmaya çalıştığı meseleleri özetlemeye çalışacağım.

Çocukluk bir cehennemdir diye başlayan kitapta hayatın bu bütün hayata sirayet eden çaresiz dönemiyle ilgili şu saptamalar yapılmış: Çocuk dediğimiz varlık onayı alınmadan dünyaya getirildikten sonra kendisine lütufta bulunuluyormuş gibi büyütülür, ona saygı duyulmaz ya da bu çok kısıtlı bir saygıdır; ebeveynlerin uzantısıymış ve onların bir versiyonu olacakmış gibi yetiştirilir ve bazen fiziksel ve duygusal şiddet görür. İşin en kötüsü de toplum bu durumu yadırgamaz. Anne ve babalığın etrafını çeviren kutsiyet miti yüzünden de çocukluk cehennemini arkasında bırakırken türlü travmalarla baş etmek zorunda kalan yetişkin başına gelenin tam olarak ne olduğunu kestiremez. Çünkü, yaşadıklarının travmatik olduğunu kabul etmesi neredeyse imkânsızdır. Çok üzücü bir şekilde, bazen terapistler bile bu kutsal ebeveyn mitine teslim olmuş görünmektedirler.

Nihan Kaya özellikle Alice Miller, Clarissa Estes gibi yazarlardan, akademik çalışmalardan, günlük yaşamdan, popüler kültürden verdiği örneklerle kutsal aile mitini sorgularken bir yandan da meseleyi "aile kötüdür" düzleminde bırakmıyor. Kitabın alt başlığı bence bu bakımdan çok açıklayıcı bir fikir vermekte. Aileler, toplumda mevcut algılara teslim olduklarında çocuklarının biricik varlıklarını yok etmekle kalmaz aynı zamanda totaliter, mutsuz, şiddet yanlısı toplumun devamını da sağlamış olurlar. Çocuk toplumda yeni enerjiyi, yaratıcılığı simgeler ve çocuğun simgesel ölümüyle toplumun devinimi, yaratıcı dinamikleri de toprağa karışır. İyi aile olmanın koşulu anne-babaları bekleyen bu tehlikelerin ayrımına varmaktır.

Kitabın sonundaki Doğmamış Çocuğa Mektup başlıklı kısmı ve okuma önerilerini çok beğendim. Bu kadar üretken bir yazardan beklenmeyecek kadar kapsamlı, ince düşünülmüş bir çalışma. Okurken cildinin dağılmasını ve kitabın parça pinçik olmasını yazardan ötürü affediyorum ve herkese tavsiye ediyorum.
Profile Image for gamzereadsbooks.
52 reviews21 followers
October 4, 2019
Ebeveyn olan ya da birinin çocuğu olan ya da kendini daha iyi tanımak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.

05 Ekim:
Nedense dönüp tekrar yorum yapmak istedim bu kitapla ilgili, kitap o kadar sarsıcı o kadar kafa karıştırıcıydı ki benim için belki de toparlamayı beklemişimdir ilk etapta.
Büyük sorular ve büyük cevaplar var kitapta. Annelik kutsal mıdır, kutsanmalı mıdır? Çocuğun iyiliği çocuğun isteklerine RAĞMEN istenir mi? Yoksa ebeveyn olarak isteyebileceğimiz şey çocuğun mutluluğu mu?
Kitap şöyle başlıyor: “Yeryüzünde kırgın bir çocuk kalmayana dek yazacağım.” İlk cümlede sizi kitap boyunca neyin beklediğini hissediyorsunuz aslında.
Yüzyıllardır alışageldiğimiz anne/babanın kutsallığı ve çocuğa ne yaparlarsa yapsınlar “onun iyiliğini istiyor” oldukları için suçlanamayacakları tabuları var. Hayır kutsal olan anne/baba değil çocuktur. Çünkü rızası dışında dünyaya getirilen kişi anne/baba değil çocuktur. Onun için yapılan her şey ona minnet hissettirmek için silah olarak kullanılamaz, bunlar zaten o çocuğa ebeveynlerinin borcudur.
Çocuk apayrı bir bireydir, buna saygı duyulmalıdır. Aman o ne bilsin ya da aman ben onun iyiliğini istiyorum zaten tarzı yaklaşımlar çocuğun benliğine zarar verir.
İstismar sadece fiziksel veya cinsel olduğunda istismar değildir, duygusal istismar diye de bir şey var ve bence buzdağının altta kalan görünmeyen kısmı burası. Çocuğun benliğine zarar veren her davranış duygusal istismardır.
En iyi yetiştirilmiş çocuk en bağımsız, bireyliğine en çok saygı duyularak yetiştirilmiş çocuktur. Bağımsız birey annesinden babasından kopuk birey anlamına gelmez. Onlarla kurduğu ilişkiyi minnet üzerinden değil gerçek duyguları üzerinden kuran birey anlamına gelir.

Kitap çok sarsıcıydı benim için, çocuğum olduğu için okumuştum ama daha çok kendi çocukluğumla ilgili şeyler buldum. Bir ruh sağlığı hekimi olarak birçok sıkıntının temellerinin çocukluk döneminde atıldığını bildiğimden, bu kitap bişeyleri değiştirme adına çok değerli bi kitap, okuyun ve okutun.
Profile Image for Tantunicemilbey.
98 reviews5 followers
October 12, 2020
Tam 1 aydır bu kitabı bitirmeye çalışıyorum. %70'ine geldim ve artık afakanlar bastı. Bırakıyorum... Kusura bakma Nİhan Kaya popüler pazarlama teknikleri, ekşi sözlük yorumları, çok satanlar listelerinin algı yönetimi bana sökmez. Bu kitaptan bir şey öğrendiysem o da şu... Bir kaçta kitap al yabacı kaynak olsun. Referans göstere göstere yaz...

Kitaptan ziyade öncelikle yazarın ciddi bir problemi olduğu kanaatindeyim. Herhangi bir araştırma yapmadım ancak bir dost meclisinde kötü bir evlilik yaptığı ve evde tutsak tutulduğu ile ilgili şeylerden bahsedildi. Benim tek yorumum şu oldu '' BANA NE?''

NEden bana ne? Çünkü kitap bir vaat ve beklenti ile size ulaşmaya çalışıyor. Ne diyor? İYi AİLE YOKTUR. Size daha başından bir pozisyon seçiyor. Tamam bunun bir merak unsuru olarak kullanıldığını da anlamıyor değilim. Biraz dikkat çekmeyi kim istemez ki? Hele bu devirde...

Kitapta birçok tespit, gerekçeli yorum, ucu açık yarg vs. var... Hepsi ailelerin duyguları, davranışları ve geçmişten gelen kültürel davranış kalıpları ile ilgili... Güzel ve Zeki bir ''Plan'' hazırlamış yazar... Bu gerekçeler ve kuralların arkasına neyi dayasanız gidiyor zaten... Bir sıkıntı mı var? Hemen ebeveyn suçludura getiriyor lafı. Tamam bir nebze olsa bunu kabul edebilirim. ama kitap boyunca üslup öylesine rahatsız edici, öylesine ser, öylesine bozuk ve nefret söylemleri ile dolu ki yazarın bu hayatta pedagoji ile mi? Geleneksel değerlerle mi? ebeveynler ile mi? Hayatla mı? YOksa kendi ile mi kavga da olduğunu anlayamadım...

Ama sanırım son kararım şu: Kitabın özeti KENDİ İLE KAVGALI BİR YAZARIN İLGİ ÇEKME ÇABALARI...

Kitabın verdiği örneklerin de hayatta alternatif sonuçlar verebilceğinin hiç karşılıklarını düşünmeden yazmış. Tam bir Amerikan kişisel gelişim kitabı gibi A+B şeklinde çocuğa davranırsanız C sonucunu alırsınız gibi... Aslında unuttuğu bir şey var. Bu coğrafyada çocuklardan Ç, Ş, Ğ, Ö, Ü gibi sonuçlar da alınır. Bunlar olumlu da olabilir olumsuz da... kitap için OTUR SIFIR diyorum."

Bilimsellik yok, giriş, gelişme, sonuç yok. Bir de İnsanın gelişmemiş modeli olan çocukların davranış ve duygularını bir veri olarak denkleme dahil eden yok. Varsa yoksa büyüklere, eğitimcilere bok at... aman hadi git be... sıkıldım yani yazarken.
Profile Image for bayselif.
56 reviews2 followers
September 9, 2019
Anne babalık üzerine eleştirel ve cesur bir yaklaşım olmuş. Yazarın yerli bir kadın olması da gurur kaynağı bence. Kitabı okurken kendi anneliğimle değil kendi çocukluğumla yüzleştirdi beni daha çok. Diğer kitaplarını da alacağım.
Profile Image for Ayse Dilsad Cetin Ozyurt.
187 reviews15 followers
September 13, 2019
Temmuz sonunda okumaya başladığım, bir nevi çocukluk manifestosu da diyebileceğimiz @nihanka7’nin #iyiaileyoktur kitabını bugün Kuşadası’nda bitirdim.🥳
Haliyle huzursuzum. Tabii ki de yaz kitabı değil, sahil kitabı değil. Ama bütün sahilleri gezdi benimle. Onu bitirmeye çalışırken on kitap daha bitirdim.😅
Aile olmanın, anne olmanın sözde getirdiği gücü çocuğunuz üzerinde bir hakmış gibi kullanmamanız gerçeğini tokat gibi çarpıyor yüzünüze.
Neredeyse her sayfasını “evet, bence de öyle, kesinlikle haklı” diyerek okudum. Altını çizeyim derken üç kalem bitirdim. Üç kaleminizi alırım Nihan Hanımcım.🤓
Daha önce Alice Miller’dan #yeteneklicocugundrami’nı okumaya başlamış, konuyu idrak edemediğimden bırakmıştım. Yeniden, farklı bir bakışla okumayı deneyeceğim ilk fırsatta.
Referans kitapları ve filmleri de çok iyi.
Mutlaka okuyun.
5/5
________________________________________________________
#okudumbitti #kitapeniyiarkadastir #kitap #neokumali #goodreads #haftaninkitabi #bookoftheweek #okuyanpenguen #readingpenguin #kitaptavsiyesi #ithakiyayinlari #nihankaya #herhaftayabirkitap #readmore
Profile Image for Ceren Özaydın.
30 reviews
January 11, 2019
“Cehennem, acı çektiğimiz yer değildir. Cehennem, acı çektiğimizi hiç kimsenin bilmediği yerdir.”

“Acı geçer; ama acı çektiğimiz gerçeği, hep bizimle kalır.”

“Dünyada o olmadan yaşayamayacağınız tek kimse, kendinizdir.”

“Bütün kötülükler, iyi niyetle yapılır.”
Profile Image for Sibel Aydın.
34 reviews8 followers
January 8, 2019
Çok doğru tespitler, öneriler de içermekle birlikte, üslubu sevmediğimi söyleyebilirim. Öfkenin sebebini anlayabiliyorum, ama bir kitabın dili farklı olmalı diye düşünüyorum. Bana hitap etmedi. Alice Miller'ın kitaplarını okumayı tercih edeceğim bu noktada. Çünkü yapılan alıntılar bana daha fazla hitap etti ve orjinalinden okumayı seçiyorum. Diğer bir konu ve genel tarza örnek ise Montessori. İlgili bilgi ve yorumların fazlasıyla yüzeysel kaldığı ve ön kabul içerdiği kanaatindeyim.
Profile Image for Eda.
92 reviews29 followers
June 28, 2019
Yazarın ideolojisini ve kitaba yansıtmasını çok sevdim fakat yansıtma biçimini çok tekrarcı ve dolayısıyla sıkıcı buldum; aynı şeyleri daha net ve akıcı bir üslupla anlatabilirdi. İçerik ise herkesin bildigi fakat uygulamada malesef başarısız olduğunu düşündüğüm konulardan olusuyor
Profile Image for Canan.
28 reviews3 followers
January 9, 2021
Herkese tavisye edecegim bir kitap ve herkesin bir seyler bulacagini dusunuyorum. Insani hem cocukluguyla hem de cocuklariyla yuzlestiriyor. Sadece bireysel iliskilerimizi degil, bunlarin toplumsal yansimalarini da irdeliyor(ancak bu kitapta toplumsal boyutu daha yuzeysel ele alinmis, uzerine "Iyi Toplum Yoktur"u okumak cok tamamlayici olacak saniyorum). Kitabin, gercekleri insanin yuzune yuzune carpan bir tarzi var ancak ben bu tarzi cok sevdim. Hem pek coguna zaten katildigim ve kendi hayatimda sorguladigim icin, hem de konu cocuklar olunca hep "mis gibi" ilgilenip cogu zaman asil sorunu gecistirdigimizden, yuzumuze carpilmasi bizi biraz kendimize getirir dusuncesi ile. Katilmadigim cok kucuk bir kismi oldu(Gecmiste bebeklerin kundaklanmasinin anne babalarin rahatligi icin olduguyla ilgili kisim. Hepimiz anneanne ve babaannelerimizden ev, tarla vs islerini yaparken cocugu guvenli bir sekilde tutabilmek icin bunu yaptiklarini duymusuzdur.). Alice Miller'a cok fazla gonderme var. Henuz hic Alice Miller okumadigim icin ne kadari yazarin kendi fikri, ne kadari Alice Miller'dan yorumlama ayirt edemedim. Ancak her kim soylemis/dusunmus olursa olsun, kitabin okuyucu nezdinde amacina ulastigini dusunuyorum. (Muthis bir Alice Miller okuma istegi de uyandirdi bende:))
Ozetle okuyunuz, okutunuz derim:) Hem bize yapilan hatalarla hem de kendi yaptigimiz hatalarla yuzlesip donguyu kirabilir; daha ozguvenli, daha saglikli bireyler olabiliriz belki.
Profile Image for Cgcang.
325 reviews40 followers
January 8, 2020
İyi Aile Yoktur'un temel savlarına hemen hemen tümüyle katılıyorum. Bu söylemin kurgulanması ve okura yansıtılması çoğu zaman başarılı. Bunun için verilen örnekler de pek çok kez yerli yerinde. Kitap kendini açıklıyor, savlarının arkasında duruyor. Kutsal aile kurumunun gerçekçi ve nitelikli biçimde sorgulanması ve sarsılması kendi başına yüreklilik gerektiren bir iş. Bu anlamda kitap da, Nihan Kaya da övülmeyi hak ediyor.

Daha önce kişisel ilişkilerine bağlı olarak ya da olmayarak kutsal aile kavramını, ailenin işleyişini, gerekliliğini ve ne denli sağlıklı olduğunu sorgulamamış kişilerin bu ve türevi çalışmalardan çok yararlanacağını sanıyorum.

Şimdi bunları bir yana koyalım. Kitabın söyleminin ve savının dışında, İyi Aile Yoktur, bir kitap olarak biraz sorunlu. Her şeyden önce, yöntem ve içerikçe bir araştırma kitabından çok bir iddianameyi anımsatıyor. Biçemi, veriye ve araştırmaya dayalı bir kurgudışı yapıttan çok okuru bir tutumda birleştirmeyi amaçlar gibi bir görüntü veriyor. İyi bir kurgudışı yapıttan beklenecek iyi kaynakça, iyi dipnotlama gibi özelliklerden yoksun. Kullanılan kaynakların kıtlığı kendi başına bir eksi puan. Elbette bu kitabın yazımında sayısız kaynaktan yararlanılmış olmalı, doğal olarak beklenecek şey budur. Oysa kitap boyunca biri Alice Miller olmak üzere iki kişi sürekli olarak kaynak gösteriliyor. Kitap zaten Alice Miller'a adanmış, içeriğin genelinde Miller'dan alınan öyle çok bölüm var ki kitabı Alice Miller kitaplarının bir özeti olarak görmek olanaklı. Bu, çalışmanın ciddiyetini büyük oranda eksiltiyor.

Pek çok kez 'keşke kitap daha özenli bir editörün elinden çıksaymış' diye düşündüm. Bunun kitabın yazım-noktalama-dizgi gibi açılarından çok içeriğine ilişkin olduğunu belirtmeliyim. Kitap gereğinden uzun. Sık sık dağılıyor. Nihan Kaya'nın anlatımının ne noktada araştırmalarından ve çalışmalarından ileri geldiğini, ne noktada geleneksel aile kurumuna olan öfkesinden ileri geldiğini kestirmek güçleşiyor.

Anlatımın, savların ve savları destekleyici söylemin çok durulaştığı, okura çok dolaysız eriştiği yerler var. Bunun dışındaki bölümler pek çok yerde fazlalık. Bu fazlalıklar atılsaydı, kitap ciddi bir araştırma olmak niteliği ile ciddi bir kaynakçaya kavuşsaydı, Nihan Kaya, biçemini daha az öfkeli, daha çok araştırmacı tonda kursaydı, atölyeler düzenleyen biri olarak daha ciddi bir terapist görüntüsü çizse idi, kitap benim açımdan en azından dört yıldızı hak ederdi. Bu biçimiyle, daha çok beğenmeyi umarak başladığım, bitirdiğimde umduğumdan az beğendiğim bir kitap olarak kaldı.
Profile Image for Yüksel Kızıltuğ.
24 reviews1 follower
March 15, 2019
“Cehennem, acı çektiğimiz yer değildir. Cehennem, acı çektiğimizi hiç kimsenin bilmediği yerdir.”

Kitabın bir çok yerini tokat yer gibi okuyor insan, yer yer oldukça sert ve farklı bakış açıları ile insanı sarsan bir üslubu var. Bazı noktalarda daha okurken savunmaya geçip hayır canım bu kadar da değil diyorsunuz ama içten içe yazarın haklı olduğunu hissediyorsunuz. Bir anne olarak hem kendi çocuğuma davranış şekillerime hem de bir evlat olarak kendi aileme, kendi çocukluğuma dair pek çok farkındalık kazanmamı sağladı. Çocukluğumuzda bize yüklenen tüm yüklerin, sessizliğimizin, konuşamadığımız şeylerin farkına varıp kendi çocuklarımıza aktarmamayı başarabilmemiz için ipuçları var kitapta. Çok kıymetli ve dönüp dönüp bakılacak bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Alice Miller'dan pek çok alıntı var, bazı kitaplarını zaten okumuştum diğer kitaplarını da en kısa sürede okuma isteği uyandırdı ki, bu da Nihan hanım'ın esas amaçlarından biri zaten, girişte yazdığına göre.
Profile Image for Özlem Tutar.
91 reviews27 followers
June 30, 2019
Kusursuz bulduğum ya da içeriğine tamamen katıldığım için değil ama beni sorgulattığı ve farkli açıdan bakmami sağladığı için 5/5. Sertliği, tekrarları ve ısrarcı tutumu bence kasıtlı. Zira yazar da pek ala bilmektedir ki bu tarz kitaplarin içeriğinin yoğunluğu okunduktan sonra azalir, okurda geriye çok azı kalır. Bu yüzden yazar abartarak, çokca vurgulayarak, adeta haykırarak yazmış ki, mesaj doğru algılansın.
Bence muhakkak okunmalı.
Profile Image for Selin Alper.
153 reviews15 followers
January 20, 2020
Çok sevdim, çok not aldım, okunacaklar/araştırılacaklar listemi genişlettim. Psikoloji okuma ve insan davranışları hakkında daha derin araştırmalar yapma isteğim iyice kabardı.

Kitabı okumak için ebeveyn olmaya gerek yok, zira kitap iyi ebeveyn olmayı anlatma amacı ile yazılmamış bence. Aile’nin kutsallaştırılması ile başımıza aslında ne çoraplar örüldüğünü, ailede başlayan ve farkında olmadığımız nice hataların nasıl bir toplum inşaa ettiğini bir bir gösteriyor. Görmek isteyene..

Okuması zor, zira bazı gerçeklerle yüzleşmesi zor. N. Devecigil’in “Işığın Yolu” ve L. Gibson’un “Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları” okurken de benzer histeydim. Kesinlikle doğru bir sıralama oldu, herbirinden çokça beslendim. Şimdi sırada Alice Miller var sanıyorum, Nihan Kaya önsözde de bunun altını çiziyor; kitapta da onlarca alıntıya yer veriyor.

Kendime bir kaç kısa not;

“Başkaları vs. Kendi çocuğun”

“Guilt vs. Shame”

“Depresyon; insanın içindeki anne-baba’nın insanın içindeki çocuğu sabote etmesidir.”
Profile Image for Elçin G.
81 reviews9 followers
December 1, 2019
Oğluma iyi bir rehber olmak adına aldığım bu kitap küçük bir kız çocuğunun geçmiş acılarıyla yüzleşmemi sağladı. Çok acı, çok gerçek ve son derece sancılı bir hesaplaşmaydı. Benim için faydalı bi hesaplaşma oldu ✌🏻
**Bir Afrika kabilesinde şöyle bir söz vardır: “Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar.”
Yani bugün dünyayı yakanlar, aslında zamanında ihtiyacı olan sevgiyi alamayan çocuklardır.
Başka bir şey değil. ** Piamater’de yer alan bu paragraf bu kitabın da bi bakıma özeti aslında.
Kitap için olumsuz eleştirilerim de elbette var ancak bana kattıklarının yanında önemsiz ayrıntılar olduğunu düşünüyorum.
Profile Image for Gülesra.
4 reviews
November 17, 2023
Normalde kitaplar için herhangi bir yorum yazmıyorum ama bu kitap için muhakkak yazmam gerek diye düşündüm çünkü bu kitaba verdiğim 3 yıldız diğer kitaplara verdiğim 3 yıldızdan farklı olarak yer yer 1, yer yer 5 yıldızlık pasajların ortalamasından oluşuyor.

Ilk kısım anne-babalık/aile kavramlarının kutsallığına dair beni ciddi anlamda sarsarak yaklaşık 1,5 yıldır sahip olduğum ebeveynlik sıfatını ne derece iyi taşıdığımı epeyce sorgulattı. Ama anne-babaların bu derece günah keçisi olarak görülmesi bir noktadan sonra gereğinden fazla provokatif geldi. Yazarın buna bir cevabı var elbet ama o kısım okurun kendi değerlendirmesine kalsın..Hele de son 1/3'lük kısmın Alice Miller kitaplarının özeti olması başlarda bulduğumu düşündüğüm o özgün sesi iyiden iyiye yitirmeme sebep oldu.

Kitabın son kısımlarını gerçekten çok zor okudum ama yarım bırakma huyum olmadığından bir şekilde bitirdim. Kitapta ileri sürülenlerin belirli bir kısmına katılmakla birlikte, katılmadığım kısımların dahi bana farklı bir bakış açısı kattığını inkar edemem. Altını çizdiğim çok fazla yer oldu ve okuduklarımın ebeveynliğimi iyileştirmeme katkı sağlayacağını düşünüyorum. Madem bu kadar kitabının özetini okuduk, ibreyi Alice Miller'a doğru çeviriyorum.
Displaying 1 - 30 of 292 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.