Oldtimer - Klasik Okuma Grubu discussion

James Baldwin
This topic is about James Baldwin
84 views
Ayın Yazarları > James Baldwin - Ağustos 2020 Ayın Yazarı

Comments Showing 1-27 of 27 (27 new)    post a comment »
dateUp arrow    newest »

message 1: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Ağustos ayının yazarı James Baldwin ve kitaplarına ilişkin yorumlarınızı bu başlıkta paylaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar!


message 2: by Özgür (last edited Aug 04, 2024 06:27AM) (new)


message 3: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Baldwin'in Amerikan muhafazakar kesiminin önde gelen isimlerinden William F. Buckley Jr.'yle 1965'te Cambridge University'de Amerikan rüyası ve ırkçılık üzerine yaptıkları tartışmayı şuradan izleyebilirsiniz. Şu video da bu tartışmanın öneminden bahsediliyor.


message 4: by Sine (new)

Sine (sinelit) Özgür wrote: "James Baldwin'in eserleri (Wikipedia'daki listeye göre hazırlandı, hata veya eksik varsa lütfen haberdar edin. İtalik yazılanlar Türkçe tercümesini bulamadıklarım.)

Romanları
- [book:Go Tell It on..."


özgür, if beale street could talk'un "sokağın dili olsa" adıyla yapı kredi yayınlarından çıkan, halihazırda tükenmiş bir türkçe baskısı var diye biliyorum. listeyi ona göre güncelleyebilirsin :)
https://www.babil.com/sokagin-dili-ol...


message 5: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Teşekkürler Sine. Gözümden kaçmış. Listeyi güncelledim.


message 6: by Onur (new)

Onur Y (onuryigit) Yine YKY’den çıkan Engin Cezzar ile mektuplarını içeren bir eser var: “Dost Mektupları”


message 7: by Özgür (last edited Aug 05, 2020 03:16AM) (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Teşekkürler Onur. Kitabı ekledim.

Bu arada Baldwin hakkında yazılmış çok kitap var. En son yazılan ve şu an NYT'ın çok satanlar listesinde olan biri Begin Again: James Baldwin's America and Its Urgent Lessons for Our Own


message 8: by Utku Eren (new)

Utku Eren Eroğlu (utkueeroglu) | 20 comments ayın yazarı seçildikten hemen sonra almıştım “giovanni’nin odası” romanını. uzun süredir bu kadar dikkatle ve hissederek okumamıştım hiçbir kitabı, başkarakter david’in maruz kaldığı toplumsal baskı ve bu sebeple yaşadığı kimlik bunalımı problemi yazıldığı dönemden bu yana güncelliğini maalesef koruyabilmiş. kitap bittikten hemen sonra hevesle yazarın diğer kitaplarını aradım ama çoğu internetteki kitapçılarda (bütün kitaplarını basan yky’nin sitesi dahil) tükenmiş ne yazık ki. “bundan sonrası ateş” to read’e ilk eklediğim kitabıydı baldwin’in, bursa’nın devasa bkm kitabevinde bulabildim kitabı sonunda. kitap baştan sona yazarın adaşı olan yeğenine mektup halinde yazdığı bir manifesto, iliklerime kadar isyan duygusuyla doldum desem yalan olmaz; ırkçılığın 21. yüzyılda dahi salt kölelik formu haricinde, kendini birçok şekilde hissettirebilen sistematik ve evrensel bir problem olduğunu unutmamamız gerek. umarım yeni bir baskıyla tekrardan raflarda görebiliriz baldwin’in diğer kitaplarını :)


message 9: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Baldwin'in hem az sayıda kitabı çevrilmiş dilimize hem de Utku Eren'in belirttiği üzere baskıların bir kısmı tükenmiş. Bir süre Türkiye'de de bulunmuş ve buradan dostları olan önemli bir yazarın daha fazla eseri dilimize çevrilmeliydi.

Yukarıdaki listede yer alan I Am Not Your Negro aynı isimli filmi de var. Henüz izlemedim ama yorumlar iyi görebildiğim kadarıyla.


message 10: by Wehappyfew (new)

Wehappyfew | 390 comments Sokağın Dili Olsa ( If Beale Street Could Talk) eserinin de filmi var çok da yeni bir film.
https://m.imdb.com/title/tt7125860/


message 11: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Bundan Sonrası Ateş'i (elimde tercümesi olmadığı için orijinal dilinden) okudum. Neredeyse her satırının altı çizilecek kadar dolu bir eser. Aradan geçen yaklaşık altmış yılda ABD'de ırkçılık konusunda "ilerleme" sağlanmamış olması çok acı.


message 12: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Baldwin yeğenine yazdığı mektupta beyazların endişesini şöyle açıklıyor: "They have had to believe for many years, and for innumerable reasons, that black men are inferior to white men. ... In this case, the danger, in the minds of most white Americans, is the loss of their identity."

Bugün karşıma çıkan Isabel Wilkerson'ın Caste: The Origins of Our Discontents isimli kitabının değerlendirmesini okurken de Baldwin'in yazdığı korku yani kimliğini (belki de sınıfını demek daha doğru) kaybetme korkusu aklıma geldi. Değerlendirmeden anladığım kadarıyla Wilkerson ABD'deki ırk ayrımcılığını Hindistan'daki kast sistemiyle (ve Nazi Almanyasıyla) karşılaştırarak açıklıyormuş. Kast sisteminin başarısı sadece üst sınıflarda olanların değil herkesin sisteme inanması belki. Ayrıca kastlar arasında olmasa bile kast içinde farklı dereceler (jatis) arasında yukarı ve aşağı inmenin (nesilden nesile) mümkün olması sistem içinde hareketliliği (intergenerational mobility bir bakıma) sağlayarak bir ödül-ceza sistemi de içeriyor. Ayrıca sistem yeni çıkan meslekleri içermekte de çok başarılı diyor değerlendirmede. Sömürge döneminde de İngilizler kontrol adına bu sistemi güçlendirerek devam ettiriyorlar.

Benzer şekilde beyaz-siyah çatışmasında da beyazlar üstün olduklarına inandıkları gibi siyahlar da önlerindeki duvarın varlığına inanmış durumdalar diye anladım ben Baldwin'den. Mesela beyaz bir çocuk ne yapıyorsa kendisinin de yapabileceğine inandığını farkeden babasının korkusunu şöyle anlatıyor: "The fear that I heard in my father’s voice, for example, when he realized that I really believed I could do anything a white boy could do, and had every intention of proving it, was not at all like the fear I heard when one of us was ill or had fallen down the stairs or strayed too far from the house. It was another fear, a fear that the child, in challenging the white world’s assumptions, was putting himself in the path of destruction. A child cannot, thank Heaven, know how vast and how merciless is the nature of power, with what unbelievable cruelty people treat each other. He reacts to the fear in his parents’ voices because his parents hold up the world for him and he has no protection without them."

Belki tam olarak örtüşmese de Trevor Noah'ın otobiyografisi Born a Crime: Stories From a South African Childhood'da da Güney Afrika'daki apartheid sisteminin başarısının altında halkı gruplara ayırarak birbirinden nefret ettirmek olduğunu söylüyordu: "The genius of apartheid was convincing people who were the overwhelming majority to turn on each other. Apart hate, is what it was. You separate people into groups and make them hate one another so you can run them all." Yine sınıflar arasında geçiş de mümkün kılınmış: "Which seems ridiculous, but it would happen. Every year under apartheid, some colored people would get promoted to white." Ve tabi herkesin bir şekilde sınıfını benimsemiş olması. Noah yarı beyaz olduğundan anneannesi ona vurmaktan çekiniyor ve dedesi arabanın arka koltuğunda oturmasını söylüyormuş mesela: "My grandmother treated me like I was white. My grandfather did, too, only he was even more extreme. He called me “Mastah.” In the car, he insisted on driving me as if he were my chauffeur. “Mastah must always sit in the backseat.”


message 13: by Merube (new)

Merube | 536 comments Ben Senin Zencin Değilim kitabını okudum, filmini de izlemeliyim. Senaryo olarak okumak dahi güzeldi, filmi daha etkileyicidir sanırım. Bu arada, Beklenmeyen Misafir filmiyle ilgili bu şekilde düşünüldüğünü bilmiyordum.


message 14: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
İsmini Ben Senin Zencin Değilim'de gördüğüm fotoğrafçı Sedat Pakay'ın çektiği bir Baldwin belgeseli varmış. 1970 tarihli belgeselin ismi From Another Place ve İstanbul'da çekilmiş. YouTube'da belgeselden karelerin olduğu, Baldwin'i İstanbul'da gezerken ve ince belli bardaktan çay içerken görebileceğiniz bir iki video var.


message 15: by Merube (new)

Merube | 536 comments Özgür wrote: "İsmini Ben Senin Zencin Değilim'de gördüğüm fotoğrafçı Sedat Pakay'ın çektiği bir Baldwin belgeseli varmış. 1970 tarihli belgeselin ismi From Another Place ve İstanbul'da çekilmiş. YouTube'da belge..."

Ben belgeselin tamamını bulamamıştım Özgür. Bulursan paylaşabilir misin?


message 16: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Ben de bulamadım Merube. Pakay'ın web sitesinde (2016'da vefat etmiş Pakay, eşinin iletişim bilgileri paylaşılmış) talep için bir form var.


message 17: by Merube (new)

Merube | 536 comments Özgür wrote: "Ben de bulamadım Merube. Pakay'ın web sitesinde (2016'da vefat etmiş Pakay, eşinin iletişim bilgileri paylaşılmış) talep için bir form var."

Teşekkür ederim 😊


message 18: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
brainpickings.org Baldwin'in yazma üzerine tavsiyelerini paylaşmış https://www.brainpickings.org/2016/02...


message 19: by Özgür (last edited Aug 31, 2020 01:04PM) (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Baldwin ayı sona erdi. Okumaya ve tartışmaya katılan herkese çok teşekkürler.


message 20: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Merube wrote: "Ben Senin Zencin Değilim kitabını okudum, filmini de izlemeliyim. Senaryo olarak okumak dahi güzeldi, filmi daha etkileyicidir sanırım. Bu arada, Beklenmeyen Misafir filmiyle ilgili..."

James Baldwin: The Last Interview and Other Conversations'da yer alan bir röportajında Poitier'in oynadığı başka bir filmden, The Defiant Ones'dan bahsediyor Baldwin.

"BALDWIN: ... people talk to me about the strides that have been made—and all these dreary movies Hollywood keeps showing about 'Be kind to Negroes today' and 'Isn’t this a good sign?' Well, of course, they’ve never seen these movies with a Negro audience watching them.

TERKEL: What is the reaction?

BALDWIN: Well, for example, in The Defiant Ones, a movie which I … I really cannot say.

TERKEL: That’s okay. Go ahead. Please do.

BALDWIN: At the end of that movie, when Sidney [Poitier]… and he was very brilliant in that movie; he does his best with a rather dreary role; he does something with it which I wouldn’t believe could have been done. Anyway, at the end of that movie when Sidney jumps off the train to rescue Tony Curtis … I saw it twice, deliberately, in New York. I saw it Downtown with a white liberal audience. There was a great sigh of relief and clapping: they felt that this was a very noble gesture on the part of a very noble black man. And I suppose, in a way, it was.

Then I saw it Uptown. When Sidney jumped off the train, there was a tremendous roar of fury from the audience, with which, I must say, I agreed. They told Sidney, 'Get back on the train, you fool.' In any case, why in the world should he go back to the chain gang, when they were obviously going to be separated again: it’s still a Jim Crow chain gang.

What’s the movie supposed to prove? What the movie is designed to prove, really, to white people, is that Negroes are going to forgive them for their crimes, and that somehow they are going to escape scot-free. Now, I am not being vengeful at all when I say this … because I’d hate to see the nightmare begin all over again, with shoes on the other foot. But I’m talking about a human fact. The human fact is this: that one cannot escape anything one has done. One has got to pay for it. You either pay for it willingly or pay for it unwillingly."


message 21: by Merube (new)

Merube | 536 comments Özgür wrote: "Merube wrote: "Ben Senin Zencin Değilim kitabını okudum, filmini de izlemeliyim. Senaryo olarak okumak dahi güzeldi, filmi daha etkileyicidir sanırım. Bu arada, Beklenmeyen Misafir ..."

Teşekkürler özgür.
Bu konuyu ben senin zencin değilim’de de bahsetmişti sanırım, tony curtis’in elini yakalayamadığı ve atladığı sahneyi belgeselde arka planda izlemek de ayrı zevkti.
Baldwin, birçok filme çok daha farklı bir bakış açısıyla baktırıyor


message 22: by Okan (new)

Okan (fyodor16) | 91 comments BBC Turkce'de bir James Baldwin'in Gulniz Sururi ve Engin Cezzar ile cekilmis bir fotografi ve Istanbul'da gecirdigi zaman (1961-71) uzerine kisa bir videoya denk geldim.
https://www.youtube.com/watch?v=E6zFO...


message 23: by Renin (new)

Renin | 478 comments Ben de şöyle birşey buldum, ilginizi çekebilir:

https://whc.yale.edu/videos/devil-fin...


message 24: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Teşekkürler Okan ve Renin. İkinci videoyu henüz izleyemedim ama ilki çok etkileyiciydi. Videoda bahsedilen kitap James Baldwin's Turkish Decade: Erotics of Exile olsa gerek. Kapağındaki fotoğraf Sultanahmet Camii'nden sanırım.

Magdalena J. Zaborowska'nın Baldwin'in Fransa'daki yaşamını anlatan bir kitabı daha varmış, Me and My House: James Baldwin's Last Decade in France.


message 25: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
Bugün 100 yaşına girmiş James Baldwin.

“You think your pain and your heartbreak are unprecedented in the history of the world, but then you read.”

DeepL çevirisi: "Acınızın ve kalp kırıklığınızın dünya tarihinde eşi benzeri olmadığını düşünüyorsunuz ama sonra okuyorsunuz."


message 26: by Özgür (new)

Özgür | 4004 comments Mod
İstanbul'un, Türkiye'de yaşamanın Baldwin'i nasıl değiştirdiğine dair bir yazı: https://yalereview.org/article/azaree...

(Henüz okumadım ama hem buraya not düşeyim dedim hem de ilgilenen olabilir belki)


message 27: by Zeynep T. (new)

Zeynep T. | 309 comments Özgür wrote: "İstanbul'un, Türkiye'de yaşamanın Baldwin'i nasıl değiştirdiğine dair bir yazı: https://yalereview.org/article/azaree...

(Henüz okumadım ama hem buraya not düşeyi..."


Paylaşım için teşekkürler Özgür. Başladım okumaya, güzel bir yazıya benziyor. Az önce twitterda yazarın resimleri çıktı karşıma, onlara bakıyordum. Güzel bir tesadüf oldu. Gülriz Sururi de anılarında bahsediyor yazardan. Kitaplarını YKY yeniden bastı bu arada, bazısı tükenmiş görünüyor şimdiden. Okumaya devam edeyim ben de bu vesileyle. :)


back to top