Özben Yıldız’s Reviews > Onca Yoksulluk Varken > Status Update


18 likes · 

Comments Showing 1-50 of 52 (52 new)


message 1: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK GECE MATİNESİ
İyi geceler Gülen ve Özben!
Okumaları günün herhangi bir saatinde yapıyoruz, yorumları da sadece geceleri 00.ı30-05 saatleri arası yapıyoruz. Günde ortalama otuz sayfa üzerinden yorum yapacağız. Bu gece 39. sayfaya kadarki kısımda paylaşımda bulunacağız.
Okumaya oturduğumuzda 🔥yakıyoruz, kalktığımızda söndürüyoruz... Şimdilik bu kadar.
Kabul edenler. Etmeyenler. Kabul edilmiştir.
Güzel bir okuma temenni ediyorum.


message 2: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Ben altmışlı yaşlardan yayın yapacağım. Gülen seksenli yaşlardan yayın yapacak:) Özben de yirmili yaşlardan. Frekanslarımız farklı. Bunu dikkate alın arkadaşlar. Rahat olun. Yorum ayrılıkları kaçınılmaz ve bunun keyfini çıkaralım.


message 3: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Romain Gary ilk defa okuyorum. Hakkında yazılanlara bakılırsa yazarlığı tam benlik.


message 4: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Roman Gary'nin yaşantısı dikkat çekici,  özellikle sonu!
Savaşa katılıyor, oturup roman yazıyor, çeşitl ülkelerde diplomatlık yapıyor, film çeviriyor, aktörle evleniyor ve böyle sürüp giden ışıltılı yaşantıyı elinin tersiyle süpürüp "ben özgürlenmeye gidiyorum" diyerek intihar ediyor. Valla ne diyeyim ben şimdi! Sanıyorum insanlardan bunaldı. Eleştirmenleri ciddiye almak gibi yanlışa düştü. Edebiyat yaşantınızı eleştirmenler belirliyorsa tabii ki özgürlüğü arzularsınız.


message 5: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Açılış cümlesi koleksiyonu yapan bir okur olarak romanın açılış cümlesini berbat buldum. Aşağıya alıyorum, biraz uzun.


message 6: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Herkese iyi geceler şimdiden :) Güzel bir okuma olmasını temenni ediyorum. Yazarın okuduğum ilk kitabi olacak. Biraz yorumlara bakma şansım oldu ve karmaşık duygular içindeyim. Heyecanım doruklarda ve beklentim de çok yüksek. Şimdiden güzel ortam olması dileğiyle hemen okumaya gidiyorum.


message 7: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Kitabın başında Yâfiî'nin güzel bir sözü ile başladık.
"O'nu seviyorsun ya o yüzden delirdin," dediler "Sadece deliler için vardır hayatın tadı tuzu," dedim. Nedense bu söz beni etkiledi. Güzel bir başlangıç yaptım gibi


message 8: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Sayfa 19'da okumaya ara veriyorum. Şimdilik olayı yavaştan öğreniyoruz gibim Baş karakterimiz Momo üzerinden ötekileştirilmiş çocukları okuyacaz diye düşünüyorum. Okurken Momo'nun Madam Rosa onu sevdiği için öyle davransığını sanarken aslında para ödendiği için ona baktığını öğrenip üzülmesi cidden üzücüydü. Sevgiyi arayan bir cocukla karşı karşıyayız. Özellikle midesi ağrıyan çocukların yanına annenlerinin gittiğini öğrenince midem ağrıyor demesi her yerde annesini araması yürek burktu.


message 9: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Açılış cümlesine bakar mısın?
"Size söyleyebileceğim ilk şey ancak tabana kuvvet çıkılabilecek bir altıncı katta oturduğumuz ve bu durumun, üzerinde taşıdığı bütün kiloları ve sadece iki ayağıyla Madam Rosa için tüm o eza ve cezasıyla gerçek bir gündelik hayat kaynağı olduğuydu."
Okuması berbat! Evet ne dediği ikinci üçüncü okumada anlaşılıyor. Ama anlamak için okumuyorum ki! Anlamaklı okuma okullar içindir. Okullarda ne deniyor, "cümleyi anlamadan geçmeyin." Çok doğru. Çünkü okullarda metinler anlaşılır niteliktedir. Ve sözlü, yazılı sınavda anlatacaksın. Keyifli okuma yapamazsın. Okulda keyif akıllara bile getirilemez.
Yetişkinler dünyasında işler böyle mi dönüyor? Anlamayı aş kardeşim!  O cümle keyif verici olmalı. Keyif aldığın her ne ise anlatılamaz. Harikaydı diyebilirsin ancak, bu da kimseyi bağlamaz.
Toparlarsak açılış cümlesine berbat çeviri yapılmış. O cümleyi Romain Gary yazsa emin olun Paris'e almazlar onu. Valla bak! Sınırda sıkı bir dil eğitimine tabi tutarlar, eminlendikten sonra alırlar onu.
Olay çıkarırdım ama arada Gülen var Özben var, üzülünce istemem:)


message 10: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Okurken bana da garip gelmişti. Acaba yazar mı öyle anlatmak istedi diye önce ingilizce baskısına baktım sonra da Vivet Kanetti çevirisine baktım. Üzüldüm doğrusu çünkü Vivet Kanetti çevirisi (orjinal Fransızca metinden çevrildiği için galiba) çok daha başarılı buldum. Bendeki fiziki baskıda anlamına bakmam gereken birkaç kelime var ve dedigin gibi yoruyor.


message 11: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Açılış cümlesinin bu berbatlığı umarım diğer cümlelere karakterini vermez. Ki devamında sorun yok.


message 12: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Anlatıcı şöyle diyor:
"Madam Rosa'yı ilk kez üç yaşımda görmüş olmalıyım. Daha öncesinde bellek yoktur, insan cehalet içinde yaşar. Cehaletime üç ya da dört yaşımda son verdim ama kimi zaman bu cehaleti özlüyorum."
Evet bu paragrafta duralım: Anlatıcı (çocuktaki) belleksizliğe cehalet diyor. Belleksiz dediği zihnin sessizliği veya doğuluların ölesiye korktuğu kafa boşluğu. Oysa ki çocuk o belleksiz dönemde harikalar yaratır: Senin benim ve tüm yetişkinlerin belki de hayat boyu çırpınsak öğrenemeyeceğimiz şeyleri iki üç dakikada öğrenir.
Demek ki durum tam tersi: İnsan belleklendikçe cahilleşiyor. Ve bazılarını intihara sürüklüyor. Zaten anlatıcı kaybettiği masumiyetini (belleksizliği) özlediğini itiraf ediyor.


message 13: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Belleksizlik yorumun Sokrates'in "Cehalet mutluluktur" sözünü aklıma getirdi. İnsanlar öğrendikçe gerçek hayatı, zorlukları ve acımasızlıkları herşeyden uzaklaşmak istiyor. Dediğin gibi çocukluk dönemi öğrenmeye en açık ve hızlı olduğu bir dönem ve en masum olduğu dönem.


message 14: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Tabii ki!
Ve çocuğun görüşü nettir. Gerçekte yaşadığı için sahtenin kokusunu km öteden alır, eğer yaklaştıysak röntgeni çeker şak diye elimize verir.
Arıza insanı enselemesiyle meşhurdur çocuk. Bu gücü nereden alıyor çocuk, belleksizlikten; kafasında yanıp sönen dikkat dağıtıcı bir sürü şer yok.


message 15: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Bugün sayfa 67'ye kadar.


message 16: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK İyi geceler arkadaşlar!


message 17: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Dün gece başladığımız romana bugün bi de gündüz gözüyle baktım da. Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Onca Yoksulluk Varken özel bir roman, kalite! Romain Gary tarz yapmış. Paragraflar değiştikçe romanın gündemi değişiyor! Karakterlerin biri geliyor diğeri gidiyor. İnanılmaz tempo! Ve Madam Rosa!
Bir haftalığına saatler Madam Rosa göre ayarlı bende!
Özben bu romana sebep sensin. Öpüyorum seni! Bende de var biraz sebep çünkü ısrarla senin bu kitabı okumak istedim.
Bayıldım bayıldım!
Romain Gary'nin kitaplarını gözü kapalı toplamak şart şart şart!


message 18: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız İyi geceler herkese. Bugün sayfa 50ye kadar okuyabildim :) Madam Rosa cidden taktire şayan biri. O kadar çektiği acılara rağmen çocuklara yuva oluyor. Para karşılığı olsa da diğerlerine göre elinden geleni yapıyor.


message 19: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Kitapta şunu fark ettim. Ötekileştirilmiş, dışlanılmış, bir zamanlar eşitsizliğe uğramış insanlara karakterler üzerinden değiniliyor. Bunu bir cocuğun gözünden anlatıyor olsa da çok hoş bir ayrıntıydı bence. Dün de bahsetmiştik masumiyeti, masum sayılmayacak bir anne babanın çocuğu (evlilik dışı bir çocuk gözüyle bakarsak) olan bir karakterin masumluğunu gözler önüne seriyor. Evet yanlış davranışları da var ama içindeki o yalnızlık cidden çok çarpıcı.


message 20: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Üzücü durum dışında bugün okuduğum bir sayfanın ironisi beni çok güldürdü. Madam Rosa korktuğu zaman yatağının altına sakladığı Hitler tablosunu çıkarıp korkularından sıyrılması çok güzel bir anlatımdı. Yazarın Madam Rosa'nın korkudan sıyrılma olayını bu şekilde anlatması taktire şayandı bence.


message 21: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Dikkatini çekti mi, romanın ortamı Afrika göçmenlerinin, emekli orospuların ve bakıma bırakılmış orospu çocuklarının yaşadığı boka batmış barakalar ve nefret edilecek kötü insan yok!!!


message 22: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Peki çocukların acımasız eğlencesine ne dersin!
Madam Rosa Nazi toplama kamplarından sağ çıkmış bir kadın, haliyle ciddi korkuları var; bunlardan biri de sabahın erken saatlerinde çalan kapı zili. Yuvadaki çocuklar bunu biliyor ve bazı sabahlar kapının zilini çalıyorlar. Madam Rosa bi görmelisiniz diyor durumu anlatan Momo. Kilolarından hareket güçlüğü çeken Madam Rosa panikle yatağından kalkıp söylene söylene altıncı kattan aşağıya iniyor, oyuna getirildiğini anlıyor dönüyor. Günah! Çocuk acımasızlığı bu.
Ama Momo diyor ki zili bizim çalmamıza gerek yok. Zil, Madam Rosa'ın kafasında zaten çalıyor. Kadın sabahları panikle kalkıp merdivenlere koşuyormuş. Zili kafasında duyuyormuş. SS travması diye buna denir herhalde! Ve böyle bir kadın o çocuklara kol kanat geriyor.


message 23: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Çocuklar eğlence arıyor. Karşısındaki kişiyi ne kadar yaraladığını acılarını bilmiyor. Onlara göre kilolu birinin koşturması telaşı. Ama altta yatan tramva ve cocukları almak için gelebilecek olan Sosyal Hizmetler düşünvesi yok. Bu kadar olaya rağmen hala onlara kol kanat geriyor. Helal olsun demekten başka elimden bir şey gelmiyor. O çocuklar hayata 1-0 geriden başlıyor zaten. Onları yanına alması büyük şans.


message 24: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Bu arada Gülen yok meydanda. Her defasında böyle yapıyor.
Çocukken ailecek sinemaya giderken annem her defasında geç çıkardı evden. Ben babamla önden giderdim ve iki adımda bir arkasına bakardı adam, öfkeden deliye dönerdi.
Evet Gülen her defasında böyle yapıyor: Ya iki üç gün sonrasında akışa geliyor ya bir görünüp kayboluyor ya da bir şeye alınıp hiç çıkmıyor akışa. Ama tabii, kırk türlü insanlık hali var...
Sesleneyim bakiğim belki balkona çıkar. Gerçi ışığı yanmıyor. Olsun sen yine de seslen. Belki uyuyordur.
Güleeeeeeeeeeeen...


message 25: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Ama tabii Madam Rosa'a karakterini veren Momo!
Momo ortalama çocuk. Edebiyatta genellikle zeki çocukları görüyoruz, hayır, Momo her kültürden, sınıftan çocuğun duygu ve hayal dünyasından konuşuyor.


message 26: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Momo'nun 23. sayfada bayıldığım bir gözlemi var: Zaman zaman pisliğin içindeki barakalara gidiyor. Mösyö Dia diye bir Afrikalıdan bahsediyor. Eğlenceli biri değil diyor Dia için. Gözleri sanki insanı korkutmak için. Hep kitap okuyormuş. Güçlü olmak için. Bu yetmiyor ağırlık çalışıyormuş. Bayıldım. Roman böyle gözlemlerle dolu.
Paragraflar o kadar yoğun ki!


message 27: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK "Herkes gibi benim de nefret edecek birine ihtiyacım vardı."


message 28: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Bugün 100. sayfaya kadar.


message 29: by plainzt (new) - added it

plainzt Merhaba! Ben sizi bulamadım Kaptan. Sohbet nerede diye aranıp duruyorum iki gündür. İlk 20 sayfayı okudum bugün size yetişmeyi umuyorum. Hikayenin çocuk anlatıcı ile başlaması hoşuma gitti. Travmayı, trajediyi hiciv ile verecek yazar sanırım kitap boyunca. Şimdilik böyle düşüncelerim. Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı yazarın en iyi kitabı kabul ediliyor, benim için 2024'te okuduğum en iyi kitaplardandı.


message 30: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Sorun değil Gülen! Yetişeceğim diye telaşlanma. Çok rahat ve keyifli okunuyor. Yola çıkarken sayfaların durumu bulutlu hava etkisi yapıyordu bende, moral bozucuydu; yola çıktıktan sonra "ne çabuk geldim ben bu sayfaya" diyorum. Romana bayıldım.
Akış şu an kapalı. En erken 00.30'da açılıyor, 05'e kadar sürüyor. Işığını yakmayı unutma.


message 31: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK İyi geceler!
Romanın ortamı değişti.
Başta Madam Rosa olmak üzere pansiyondaki orospu çocuklarıyla, Mösyö Hamil'le, Doktor Katz'la tanışmamıza vesile olan Momo'nun etekleri tutuştu. Madam Rosa elden ayaktan düştü. Momo'ya Sosyal Hizmetlerin yolu gözüktü anlamına geliyor, hatta sınır dışı edilme tehlikesi de var. Momo başının çaresine bakmaya sokaklarda, çarşılarda dolanıp duruyor. Ve anlatı bilinç akışı hal almaya başladı.


message 32: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Momo'nun kendi için yuva araması ama bir yandan da Madam Rosa'yı bırakmak istememesi. Bu ikilem, Madam Rosa'nın üzülmesi, Momo'nun çaresizliği ne hissedeceğimi bilmeden okudum. 10 yaşında bir çocuk için yükleri cok ağır


message 33: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Annesini, sevgiyi, bir aile ortamını arayan bir çocuk için kayıpların çok sık olması ve buna rağmen etrafına yardım edip yük olmamaya çalışması taktir edilecek bir durum. Onun yaşında bir çocuğun düşünmemesi gereken olayları hayatın gerçeği olarak kabul edip dik bir şekilde durması Momo'yu özel bir çocuk yapıyor bence. Diğer çocukların yaramazlıklarına ayak uydurmak yerine Madam Rosa'nın zorlandığını görüp yardım etmesi, yükünü hafifletmeye çalışması çok hoş.


message 34: by plainzt (new) - added it

plainzt 50. sayfaya gelebildim daha. Madam Rosa karakteri beni çok etkiledi. Romain Gary ince ince işliyor duyguları. Elden ayaktan düşeceği belliydi Madamın. O bölüme gelince ağlamasam bari. İyi ki katıldım size. Umduğumdan güzel çıktı kitap.


message 35: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Çocuklar Madam Rosa'a kötülük yapıyor Gülen, kendini hazırla. Zil konusu.


message 36: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Özben nefret edeceğin birine bakınıyorum bir yandan, yok! Gary öfke çekecek karakter kurmayı unuttu galiba. Yani olacak şey değil Pisliğin içinde yığılı yaşayanların arasında kötü insan yok. Olamaz mı? O nasıl söz! Son derece gerçekçi.


message 37: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Küçük büyük sinirlenecek kişilerin olması çok normal Kaptan. Fakat öfkelenip (kolay kolay da öfkelenmem) yazacak bir karakter yok şuanlık. Bugün 75 civarında bırakıyorum okumayı. Heyecanlı bir bırakış yaptım. Momo'ya ne olacak? Yeni yuva yeni hayat yaşayacak mı merakla bekliyoruz.


message 38: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Elli Yaşında Bir Çocuk
On yaşındaki Momo görmüş geçirmiş ununu elemiş gibi konuşuyor! Deneyimlerle söylenecek sözler, bilimsel tespitler, toplumsal yargılar çocuk Momo'da ifadesini buluyor. Rastgele bir cümle alıyorum: "insan belli bir yaşa geldiğinde geleni gideni azalır." On yaşındaki çocuk bu lafı söyleyebilir mi? Belli bir yaşa gelmiş mi ki gelenden gidenden haberi var?
On yaşındaki Momo'nun lafını ettiği başka bir cümleye bakalım:"Yaşla birlikte artan, sıklıkla da mevsim dışı, özellikle serin gecelerde görülen romatizma yasaları gereği bükemediği sırtıyla hatırlıyorum onu." Bir çocuk bu lafı edebilir mi? Ve bütün lafları böyle!


message 39: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK 125. sayfa için çeviriyoruz.


message 40: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK İyi geceler arkadaşlar!
Momo Yaşlı, Gary!
Dün kaldığım yerden devam ediyorum: Eleştirmenlerle olan geçimsizliğiyle meşhur Romain Gary'le papaz olacağım ama Momo yaşından büyük konuşuyor yorumunu yapmak durumundayım.
Öğrenici bir kafa durumu yok Momo'da meraklı değil, her durumu telaş konusu yapan yaşlı kafalı biri; her durumda eşeğin aklına karpuz kabuğu getiren korkak biri Momo.
Ölüm nedir daha bilmeyen çocuk korkmaz. Yetişkin kaygılarını bilmez çocuk, dolayısıyla korkmaz. Momo korkuyor. Demet ki yetişkin!


message 41: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Momo'nun yaşına göre konuşmaması güçsüz düşünen yetişkinin ya da güçlü düşünen 'çok bilmiş' liselinin sıkıcılığı gibi bir etki yapıyor.


message 42: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Romain Gary duygu düşüncelerini Momo üzerinden verdiğini düşünüyorum.


message 43: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız İyi geceler herkese. Momo tam anlamıyla "büyümüşte küçülmüş" bir çocuk. O sözler ne o sözler. Özellikle bugün karşıma çıkan "Tek başıma kaldıramayacağım kadar çok insan vardı içimde" sözü Momo'nun yaşamının zorluğunu cok güzel anlatmış. Madam Rosa, Mösyö Hamil, yurttaki çocuklar derken kendisine sıra zor geliyor. Bunca yük 10 yaşındaki bir cocuk için çok fazla.


message 44: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Bir yerlerde kesin yazıyordur fakat ben rastlamadım ama sen yine de not al: Yazının matematiğinde şaşmaz kuraldır; bir metin hangi duygularda yazılmışsa o duygularla okunur. Yazar eğlenmişse okur da eğlenir, hüzünlenmişse okur da aynen!
Romanımızla ilgili yazarsak... Madam Rosa, Madam Lola, Mösyö Hamil gibi karakterlerle dünya okuru kendini iyi hissediyor. Demek ki Gary kendisini iyi hissetmek için yazmış. Roman yazmamış kendisini-buna ihtiyacı varmış ki-iyi hissetmek için yazmış. Arada fark var. Bu yorumla şuraya varıyoruz: Onca Yoksulluk Varken bir terapi romanı.


message 45: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Terapi romanlarında karakterler fazlasıyla iyidir, kötü olanlar kanunlar, kurumlar ve koşullardır.


message 46: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Kaptan Mösyö Hamil ve Madam Rosa hakkında ne düşünüyorsun? Bizim Momo şiplemiş onları evlendirme peşinde.


message 47: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Madem Momo ortalama kırk yaştan konuşuyor, Gary neden Momo'yu kırk yaşında düşünmemiş? Madam Rosa'un kapı komşusu veya alt komşusu. Adam yalnız yaşıyor. Gizemli de! Bir sürü yan hikaye çıkar. Ben yaptım kafamdan. Oynattım da.
Sorun çıktı! Adam (Momo) Müslüman, Madam Rosa Yahudi. Belki selamlaşırlar ama yan yana gelmeleri mümkün değil.
Farklı inançların bir aradalığı çocuk masumiyetleriyle (fikirsizlikle) sağlanabilir ancak. Fakat Gary konuşturamamış Momo'yu.


message 48: by Kaptan HUK (new) - added it

Kaptan HUK Özben sayfa 117'deyim. Bahsettiğin yönde bir gelişmeye rastlamadım ya da dikkatimden kaçtı.
Momo çıldırmış olmalı. İkisi de enkaz. Bakıma muhtaçlar.


message 49: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Ben 100 civarı bırakmıştım (bugünün sınırı 100 sanıyordum) bugünlük Kaptan. O kısımda vardı.


message 50: by Özben (new) - added it

Özben Yıldız Çok güzel noktaya değindin Kaptan. Yan hikaye çok çıkar ama bu kadar kesin ve çarpıcı olur muydu tartışılır. Açıkçası Momo'nun çocuk olması ona daha fazla sempati beslememize ve duygusal açıdan bakmamızı sağladığını düşünüyorum. Eğer 40 yaşında bir adam olsaydı kendi etti kendi buldu veya kaderini farklı şekillendirmiş der geçiştirirdik. Daha az üzülürdük bence. Ama 10 yaşında olan Momo penceresinden baktığımızde kendi etti diyemiyoruz. Doğduğu yeri şekillendirmeye çalışıyor, çabalıyor ve anlamlandırmaya çalışıyor deriz. Üzülürüz ona çünkü elinde olmayan sebepler yüzünden hayatı bu şekilde yaşıyor.


« previous 1
back to top