Oldtimer - Klasik Okuma Grubu discussion
Soru / Cevap
>
Altını çizdiğimiz satırlar
message 1:
by
İntellecta
(new)
Mar 23, 2018 01:56PM

reply
|
flag
"Duygusal olduğumu mu söylüyorsunuz? Antisosyal miyim? Ağaçları insanlara tercih etmemeli miyim? Bence ağacına ve insanına göre değişir."
Boğulmamak İçin, George Orwell (Sayfa 236)
Boğulmamak İçin, George Orwell (Sayfa 236)
“İnsanlarda edebiyat duygusu hiç yok. Bu yüzden bir edebiyat parçası hoşlarına gitse, hemen karmaşık nedenler aramaya koyuluyorlar. ‘İyi bir şiir olduğu için veya ilgimi çeken bir hikaye olduğu için, okurken kendimi unutup içindeki kişileri düşündüğüm için seviyorum’ diyeceklerine, içinde gerçek kırıntıları, semboller, olmayan neden-sonuç ilişkileri aramaya başlıyorlar. ‘Hikayenizi beğendik ama ne demek istediniz bu hikayeyle?’ diye soruyorlar. Cevap şu: Hiçbir şey demek istemedim. Anlatmak istediğim hikayenin kendisiydi. Hikayenin kendisi zaten kendi gerçeğidir, değil mi? Ama insanlar bunu kabul etmiyor. Yazarın gizli amaçları olduğuna inanıyorlar. İnsanlar her türlü edebi eserin arkasında bir tür ders arıyorlar.”
Yukarıdaki satırların altını ben çizmedim, Sayın Özlem Güzelharcan'ın Jorge Luis Borges'in Conversations isimli kitabı için yazdığı yorumdan (ç)aldım. Borges haklı sanırım, değil mi?
Yukarıdaki satırların altını ben çizmedim, Sayın Özlem Güzelharcan'ın Jorge Luis Borges'in Conversations isimli kitabı için yazdığı yorumdan (ç)aldım. Borges haklı sanırım, değil mi?

Bir de "Bir adam tanıdım kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile, ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. Canı sıkılıyordu, hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. Böylece karmaşa ve dram dolu bir yaşam yaratmıştı kendine. Bir olayın olması gerek insan bağlantılarından çoğunun açıklaması işte bu. Bir olayın olması gerek, hatta aşksız bir köleliğin, hatta savaşın ya da ölümün bile. O halde yaşasın ölü gömme törenleri!" Albert Camus, Düşüş.
Melek wrote: "Ben sanırım kitaplarda altı çizilecek çok fazla satır olduğunda o kitaptan soğuyorum, hele ki yazarın derdi de kitabımdan alıntı yapılsın, cümleler paylaşılsın ise. Fakat birkaç satırı da okuduğum ..."
Sanırım "aforizma kasanları" kastediyorsunuz. Haklısınız bu tarz yazarların cümleleri bazen fazlasıyla eğreti duruyor.
Rafik Schami'nin Dürüst Yalancısı aklımda "bu da başka bir öyküdür" ifadesiyle kalacak muhtemelen ama şu da dikkatimi çeken bir cümle olmuştu: "Kediler kendilerine verilen hiçbir emre uymazlar, üstelik de insanlarla olan üç bin yıllık tanışıklıklarına rağmen. Biz insanların öğreneceği ne de çok şey var!"
Sanırım "aforizma kasanları" kastediyorsunuz. Haklısınız bu tarz yazarların cümleleri bazen fazlasıyla eğreti duruyor.
Rafik Schami'nin Dürüst Yalancısı aklımda "bu da başka bir öyküdür" ifadesiyle kalacak muhtemelen ama şu da dikkatimi çeken bir cümle olmuştu: "Kediler kendilerine verilen hiçbir emre uymazlar, üstelik de insanlarla olan üç bin yıllık tanışıklıklarına rağmen. Biz insanların öğreneceği ne de çok şey var!"

Suç ve Ceza, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, s132



Evet tam da o ifade maalesef

“Yazar, yakalanmayı hayal eden kaçaktır.”
“Hiçbir şey sabit değil, her şey hareket halinde evrende, şekillerin hepsi geçici duraklar.”
“Bu telefon bende garip bir melankoliye neden oldu, cahillikle, cesaretsizlikle mahvedilen bütün düşler gibi.”
Almodovar Teoremi - Antoni Casas Ros

Duvar- Jean-Paul Sartre (Sayfa 30)
Thomas Bernhard'ın Kiler - Bir Kaçış isimli otobiyografisinin ikinci kitabından: "İşlediğimiz işlemediğimiz tek -ya da belki birçok, kim bilir- suç yüzünden ömür boyu süren bir cezaya mahkûmuz. Yaşamayı biz seçmedik, kendimizi birdenbire burada bulduk ve o anda üstümüze sorumluluk yüklendi. Dayanıklılık kazandık, bizi artık hiçbir şey yıkamaz. Artık yaşama tutunmaya çalışmıyoruz, ama yine de onu kenara atıvermiyoruz. Söylemek istediğim buydu, ama söylemedim. Başımızı kaldırıp doğruyu ya da doğru görünen şeyi söylediğimize inanmak istediğimiz zamanlar oluyor, sonra başımızı tekrar eğiyoruz. Hepsi bu."
''yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar."
Kör baykuş-Sadegh Hedayat
Kitabın ilk cümlesi...
Kör baykuş-Sadegh Hedayat
Kitabın ilk cümlesi...

Tespih ağacının gölgesinde-Harper Lee (Sayfa 45)

Tespih ağacının gölgesinde-Harper Lee (Sayfa 45)"
Acaba simdiki dönemde olsa ayni sekilde dusun..."
Çok iyi bir soru. :-)

- “Kimilerinin acıması insanı aşağılar, Jane. Bu acımayı acıyanın yüzüne çarpmak ister insan. Ama bencil, taş yürekli kişilerin acımasıdır bu. Acımayla küçük görmenin bileşimidir gerçekte, bu yüzden de insanın ağırına gider. Senin acıman böyle değil, Jane. Şimdi yüzünde okunan, gözlerinden taşan, avucumun içinde elini kuş gibi titreten duygu bambaşka. Senin acıman bir ananın acımasına benziyor, ben de bunu alıp başıma koyuyorum.”

robert musil - "hayalperestler"
"Hiç kimsenin tamamen dürüst bir otobiyografi yazabileceğini sanmıyorum. Eminim hiç kimse böyle bir şeyi okumaya katlanamazdı: Geçmişim Şeytani Bir Nehirdi"
William S. Burroughs - İçerdeki Kedi
William S. Burroughs - İçerdeki Kedi
William S. Burroughs - İçerdeki Kedi'den bir alıntı daha: "Hayvan sevgisi gibi niteliksel değerleri niceliksel avantajla değiş tokuş etmeyi içeren bütün anlaşmalar sadece insanın yapabileceği en yanlış ve aşağılık şey olmakla kalmayıp, ayrıca aptalcadır da. Çünkü bunun size hiçbir faydası olmaz. Sizi siz yapan şeyi satmış olursunuz."
Josefina wrote: "Özgür wrote: "William S. Burroughs - İçerdeki Kedi'den bir alıntı daha: "Hayvan sevgisi gibi niteliksel değerleri niceliksel avantajla değiş tokuş etmeyi içeren büt..."
Haklısınız Josefina, bazı cümleleri bağlamından koparınca anlaşılırlığı da azalıyor. Bu cümleden hemen önce de şöyle bir kısmı kopyalamışım mesela: "SS subaylarının üst kademelere çıkmaları için uygulanan Nazi Kabul törenlerinden biri de bir ay boyunca besleyip baktıkları bir kedinin gözünü çıkarmakmış. Bu uygulama merhamet zehrinin kökünü kurutmak ve eksiksiz bir Übermensch yaratmak üzere tasarlanmış. Burada çok sağlam bir sihirli varsayım söz konusu: Mevzu bahis kişi vahşi, iğrenç, insan-altı bir eylemde bulunarak üstinsan statüsüne ulaşıyor. Fas'ta büyücüler kendi dışkılarını yiyerek güç kazanırlar."
Ana alıntıya dönersek, insanoğlunun çevresindeki hemen her şeyi maddi değeri ve kendine olan faydasıyla değerlendirme eğiliminde olduğunu anlıyorum bu cümleden. Çevremizdeki canlılar (hayvanlar ve bitkiler özellikle) sadece bize olan faydaları (maddi ve bazen de manevi faydaları) kadar değerliler. Diğer tüm canlılar (Neandertaller gibi insanın en yakın akrabaları olduğu söylenen türler de dahil) çevresine uyum sağlayıp yaşamaya devam edebilmişken biz çevreyi kendimize uydurmayı tercih etmişiz. Bu adapte etme süreci de yine fayda ve değer tabanlı olmuş. Bir hayvan ırkının soyunun tükenmesi veya bir bitkinin yaşayabileceği ortamların yok edilmesi bu anlamda pek de umurumuzda olmamış. Geçen günlerde okuduğum Altıncı Yok Oluş kitabında da ilk kez bir canlı türünün dünyanın ve içinde yaşayanların geleceğini bu kadar yoğun bir şekilde etkileme gücüne sahip olmuş durumda olduğundan bahsediyordu. Burroughs'un bu sözü de bana bu çerçevede anlamlı gelmişti.
Haklısınız Josefina, bazı cümleleri bağlamından koparınca anlaşılırlığı da azalıyor. Bu cümleden hemen önce de şöyle bir kısmı kopyalamışım mesela: "SS subaylarının üst kademelere çıkmaları için uygulanan Nazi Kabul törenlerinden biri de bir ay boyunca besleyip baktıkları bir kedinin gözünü çıkarmakmış. Bu uygulama merhamet zehrinin kökünü kurutmak ve eksiksiz bir Übermensch yaratmak üzere tasarlanmış. Burada çok sağlam bir sihirli varsayım söz konusu: Mevzu bahis kişi vahşi, iğrenç, insan-altı bir eylemde bulunarak üstinsan statüsüne ulaşıyor. Fas'ta büyücüler kendi dışkılarını yiyerek güç kazanırlar."
Ana alıntıya dönersek, insanoğlunun çevresindeki hemen her şeyi maddi değeri ve kendine olan faydasıyla değerlendirme eğiliminde olduğunu anlıyorum bu cümleden. Çevremizdeki canlılar (hayvanlar ve bitkiler özellikle) sadece bize olan faydaları (maddi ve bazen de manevi faydaları) kadar değerliler. Diğer tüm canlılar (Neandertaller gibi insanın en yakın akrabaları olduğu söylenen türler de dahil) çevresine uyum sağlayıp yaşamaya devam edebilmişken biz çevreyi kendimize uydurmayı tercih etmişiz. Bu adapte etme süreci de yine fayda ve değer tabanlı olmuş. Bir hayvan ırkının soyunun tükenmesi veya bir bitkinin yaşayabileceği ortamların yok edilmesi bu anlamda pek de umurumuzda olmamış. Geçen günlerde okuduğum Altıncı Yok Oluş kitabında da ilk kez bir canlı türünün dünyanın ve içinde yaşayanların geleceğini bu kadar yoğun bir şekilde etkileme gücüne sahip olmuş durumda olduğundan bahsediyordu. Burroughs'un bu sözü de bana bu çerçevede anlamlı gelmişti.

“Öğle yemeğinde gururunu yiyen akşama utancını yer.”
“Bir daha asla aşık olmayacağım. Aynı anda iki ruha sahip olmak gibi bir şey bu.”
Labirentindeki General - Gabriel Garcia Marquez
"Sen güzelliğin herşeyi fethettiği zamanlardasın ve ben hangi yanıma değsen o yandan ağlıyorum.."
Nar Ağacı- Nazan Bekiroğlu
Sayfa 393
Nar Ağacı- Nazan Bekiroğlu
Sayfa 393

Dostoyevski'nin hangi kitabından acaba?
Ömer wrote: "İntellecta wrote: "“İnsanların yüzüne iyi bakın; acısı çok olanın, gülüşü güzel olur.” Fyodor Dostoyevski"
Dostoyevski'nin hangi kitabından acaba?"
Bende bilmiyorum:) nette dolaşırken ünlü yazarlardan anlamlı sözler başlığında okumuştum...bilen varsa bende çok merak ediyorum. Ömer gruba hoşgeldiniz. Keyifli okumalar.
Dostoyevski'nin hangi kitabından acaba?"
Bende bilmiyorum:) nette dolaşırken ünlü yazarlardan anlamlı sözler başlığında okumuştum...bilen varsa bende çok merak ediyorum. Ömer gruba hoşgeldiniz. Keyifli okumalar.
“bütün insanlar günü belirsiz bir ölüme mahkûmdurlar,”
Alıntı Şuradan: Hugo, Victor. “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü.”
Sayfa 63
Alıntı Şuradan: Hugo, Victor. “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü.”
Sayfa 63
“Ne suç işledim ve topluma da nasıl bir suç işlettiriyorum böyle!”
Alıntı Şuradan: Hugo, Victor. “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü.”
Sayfa 124
Alıntı Şuradan: Hugo, Victor. “Bir İdam Mahkûmunun Son Günü.”
Sayfa 124
“Düşünmüyorum, biliyorum. Erkeğin istediği özgürlüktür. Kadının istediği mülkiyettir”
Ursula K. LeGuin. “Mülksüzler.” Sayfa. 48
Ursula K. LeGuin. “Mülksüzler.” Sayfa. 48
Uyku saati gelmişken Karel Čapek'in Sıradan Bir Cinayet isimli kitabındaki hikayelerin birinden uykuya dair bir kaç alıntı paylaşmak istedim.
"Uyku, dostum, sadece bedeni dinlendirmeye yaramaz; uyku bir arınma gibidir, geride kalan günü affetme eylemidir. Uyku kutsal bir hediyedir ve iyi bir uykudan sonraki ilk birkaç dakika boyunca ruh, bir çocuk kadar saf ve masumdur."
"uyku karanlık, derin sulara benzer; ve orada, bilmediğimiz ve bilmememiz gereken ne varsa akar gider. İçimizde birikmiş acayip katışıklıklar yüzeye çıkar ve kıyısı bulunmayan bilinçaltına doğru akar. Gaddarlığımız ve korkaklığımız, işlediğimiz acı verici, sıradan günahlar, aşağılayıcı deliliklerimiz ve yetersizliklerimiz, sevdiklerimizin gözlerinde gördüğümüz nefret ve yalan dolu bakışlar, tüm suçlarımız, hatta başkalarının bize karşı işledikleri suçlar, her şey farkındalığın ulaşamayacağı bir yere doğru sessizce uzaklaşır."
"Uyku merhamette sınır tanımaz. Hem bizi, hem bize karşı hata işlemiş olanları affeder."
"Uyku, dostum, sadece bedeni dinlendirmeye yaramaz; uyku bir arınma gibidir, geride kalan günü affetme eylemidir. Uyku kutsal bir hediyedir ve iyi bir uykudan sonraki ilk birkaç dakika boyunca ruh, bir çocuk kadar saf ve masumdur."
"uyku karanlık, derin sulara benzer; ve orada, bilmediğimiz ve bilmememiz gereken ne varsa akar gider. İçimizde birikmiş acayip katışıklıklar yüzeye çıkar ve kıyısı bulunmayan bilinçaltına doğru akar. Gaddarlığımız ve korkaklığımız, işlediğimiz acı verici, sıradan günahlar, aşağılayıcı deliliklerimiz ve yetersizliklerimiz, sevdiklerimizin gözlerinde gördüğümüz nefret ve yalan dolu bakışlar, tüm suçlarımız, hatta başkalarının bize karşı işledikleri suçlar, her şey farkındalığın ulaşamayacağı bir yere doğru sessizce uzaklaşır."
"Uyku merhamette sınır tanımaz. Hem bizi, hem bize karşı hata işlemiş olanları affeder."

Abdülhak Şinasi Hisar - Fahim Bey ve Biz, s.126

Ursula K. Le Guin - Mülksüzler
Muhammed wrote: "Devrim'i satın alamazsınız. Devrim'i yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak. Devrim ya ruhunuzdadır, ya da hiçbir yerde değildir.
Ursula K. Le Guin - Mülksüzler"
Bence kitabı özetleyen en güzel alıntı!
Ursula K. Le Guin - Mülksüzler"
Bence kitabı özetleyen en güzel alıntı!
Kütüphaneye yeni gelenler arasında Frédéric Gros'un Yürümenin Felsefesi isimli kitabını görünce ödünç aldım hemen arada bakarım diye. İlk bölümlerden birinde Nietzsche'den (Ecce Homo) aşağıdaki alıntıyı yapmış Gros: "Mümkün mertebe az oturmalı; açık havada yürürken doğmayan, şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli. Önyargıların hepsi bağırsaklardan gelir. Daha evvel de söylediğim gibi, Kutsal Tine karşı işlenen esas günah yerinden kıpırdamamaktır"

Bukowski - Postane
“Utançsız olmayı isterdim. Utanmaz olmayı isterdim. Cahil olmayı isterdim. Böylece ne kadar cahil olduğumu bilmezdim.”
Alıntı Şuradan: Atwood, Margaret. “Damızlık Kızın Öyküsü.”
Alıntı Şuradan: Atwood, Margaret. “Damızlık Kızın Öyküsü.”
"Tempus edax, homo edacior*. Bana kalsa bunu şöyle tercüme ederdim: 'Zaman kördür, insansa ahmaktır.'”
Victor Hugo - Notre Dame'ın Kamburu
*Zaman silip süpürür, insan ondan da beterdir.
Victor Hugo - Notre Dame'ın Kamburu
*Zaman silip süpürür, insan ondan da beterdir.
Ray Bradbury'nin Resimli Adam kitabını okuyorum. Bradbury okuma listesi için yeni fikirler veriyor :)
" '… böylesine korkunç konuları işleyen kitaplar yüzyıl önce yok edildi. Böyle kitapları bulundurmak yasaklandı. Gördüklerin bu kitapların son kopyaları, kilit altındaki müze mahzenlerinde tarihi önemlerinden dolayı saklanmışlar.'
Smith eğilip tozlu kapaklardaki isimleri okudu: 'Gizem ve Hayal Gücü Hikâyeleri, yazarı Edgar Allan Poe. Drakula, yazarı Bram Stoker. Frankenstein, yazarı Mary Shelley. Yürek Burgusu, yazarı Henry James. Uykulu Kuytu Menkıbesi, yazarı Washington Irving. Rappaccini’nin Kızı, yazarı Nathaniel Hawthorne. Owl Creek Köprüsü’nde Bir Olay, yazarı Ambrose Bierce. Alice Harikalar Diyarında, yazarı Lewis Carroll. Söğütler, yazarı Algernon Blackwood. Oz Büyücüsü, yazarı L. Frank Baum. Innsmouth Üzerindeki Gölge, yazarı H. P. Lovecraft. Ve dahası! Walter de la Mare, Wakefield, Harvey, Wells, Asquith, Huxley. Tüm o yasaklı yazarlar. Cadılar bayramının ve Noel’in yasaklandığı yıl tüm kitapları yakılmıştı.' "
" '… böylesine korkunç konuları işleyen kitaplar yüzyıl önce yok edildi. Böyle kitapları bulundurmak yasaklandı. Gördüklerin bu kitapların son kopyaları, kilit altındaki müze mahzenlerinde tarihi önemlerinden dolayı saklanmışlar.'
Smith eğilip tozlu kapaklardaki isimleri okudu: 'Gizem ve Hayal Gücü Hikâyeleri, yazarı Edgar Allan Poe. Drakula, yazarı Bram Stoker. Frankenstein, yazarı Mary Shelley. Yürek Burgusu, yazarı Henry James. Uykulu Kuytu Menkıbesi, yazarı Washington Irving. Rappaccini’nin Kızı, yazarı Nathaniel Hawthorne. Owl Creek Köprüsü’nde Bir Olay, yazarı Ambrose Bierce. Alice Harikalar Diyarında, yazarı Lewis Carroll. Söğütler, yazarı Algernon Blackwood. Oz Büyücüsü, yazarı L. Frank Baum. Innsmouth Üzerindeki Gölge, yazarı H. P. Lovecraft. Ve dahası! Walter de la Mare, Wakefield, Harvey, Wells, Asquith, Huxley. Tüm o yasaklı yazarlar. Cadılar bayramının ve Noel’in yasaklandığı yıl tüm kitapları yakılmıştı.' "


"Çevremdeki herkesten daha akıllı olduğum için suçluydum."
"Asıl nedene ulaşamayınca hep vazgeçersiniz."
-Dostoyevski, Yeraltından Notlar

" 'İnsan hakkı olduğuna inandığı için intikam alır' derler. Öyleyse asıl sorumlu bulunmuştur: Adalet"
-Dostoyevski, Yeraltından Notlar
"Mektep, gençlik için daima ehemmiyetlidir. Her şeyden sarfınazar o yaşlarda ömrün en azaplı meselesi olan 'Ne olacağım?' sualini geciktirir." Ahmet Hamdi Tanpınar - Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Carlo Rovelli'nin Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders kitabını daha önce İngilizce baskısından okumuştum. Kütüphaneye Türkçe baskısının geldiğini görünce tekrar okumaya başladım. Adında belirtildiği üzere yedi kısa bölümden oluşan ve kolay okunan ince bir kitap (her şey ultra süper dahil 70 sayfa).
"Baştaki, 'Bana öyle geliyor ki,' ifadesine* dikkat edin: Darwin'in not defterlerinde türlerin evrimi gibi büyük bir düşünceyi sunarken kullandığı 'Sanırım' ifadesini ya da elektrik alanı gibi devrim yaratan bir düşünceyi sunduğu kitabında Faraday'ın 'tereddüt'ünü anımsatıyor. Deha tereddüt eder."
* Einstein'ın ışığın parçacıklardan oluştuğunu söylediği ve Nobel Ödülü aldığı çalışmasının giriş kısmında.
"Baştaki, 'Bana öyle geliyor ki,' ifadesine* dikkat edin: Darwin'in not defterlerinde türlerin evrimi gibi büyük bir düşünceyi sunarken kullandığı 'Sanırım' ifadesini ya da elektrik alanı gibi devrim yaratan bir düşünceyi sunduğu kitabında Faraday'ın 'tereddüt'ünü anımsatıyor. Deha tereddüt eder."
* Einstein'ın ışığın parçacıklardan oluştuğunu söylediği ve Nobel Ödülü aldığı çalışmasının giriş kısmında.

Üç İstanbul - M..."
Güzelmiş!
"Akıllı olmanın avantajı şudur ki, insan istediğinde kendini aptal da yapabilir. Bunun tersiyse oldukça zordur."
Kurt Tucholsky
Kurt Tucholsky
Seneca'nın Ahlak Mektupları'ndan: "... hayatımızın en büyük bölümü kötü iş yapmakla, büyük bir bölümü hiçbir iş yapmamakla, tüm yaşamımız da yapmamız gerekenden başkasını yapmakla geçiyor." "Yanıldığımız bir nokta var: Sanıyoruz ki ölüm önümüzdedir; oysa ölümün büyük bir kısmı şimdiden geçip gitmiştir. Hayatımızın geride kalan kısmını ölüm eline geçirmiş. O halde, ..., sarıl bütün saatlerine: Bugününe el koyarsan, daha az bağlı kalacaksın yarına. Böyledir bu iş: Yaşamak ertelendi mi, hızla akar geçer."
Books mentioned in this topic
Bitik Adam (other topics)Kendine Ait Bir Oda (other topics)
Aylak Adam (other topics)
Yaratma Cesareti (other topics)
Koşmasaydım Yazamazdım (other topics)
More...
Authors mentioned in this topic
Yusuf Atılgan (other topics)Hüseyin Rahmi Gürpınar (other topics)
Herbert A. Simon (other topics)
W.G. Sebald (other topics)
Elaine Scarry (other topics)
More...